seven deadly sins

mangaka nakaba suzuki tarafından oluşturulan orjinal adı "nanatsu no taizai" olan manga serisi. netflix' te anime olarak izlenebilir. fantastik öğeler içeren güzel bir seri tavsiye ederim.

hiç mi yok

geçen akşam erkek arkadaşımla bir bakkal bozması dükkana girdik. bir şeyler istedik adam yok dedi.
arkadaşım olacak öküz "hiç mi yok?" dedi.
adam şöyle bir baktı sonra bana baktı derin bir sessizlik oldu ve "yok" dedi ama hepimz bu sessizlikten her şeyi anladık.

çıkışta benden küfrün bini bir para. öküz valla öküz.

babazula

1996 yılında kurulan bir müzik grubu.
levent akman, murat ertel, emre onel tarafından kurulmuştur.
yaptıkları müzik kendine has ve orjinal bir yapıya sahiptir. geleneksel türk enstrümanlarına elektronik müziğin teması ile eşsiz bir müzik şöleni sunar dinleyiciye.
üniversite yıllarımda yakın bir arkadaş vesilesi ile tanışmış olduğum grubun hatıralarımda yeri çok derin...
2019'da derin derin adlı bir albüm daha çıkardılar ancak en sevdiğim şarkıları için lütfen buyrun;



vokal:brenna maccrimmon

un

biri yukarı, diğeri aşağıya bakar iki harfin birleşiminden oluşmuş kelime.

emlakçı

işiniz düşse aklınıza gelen ilk soru " güvenilir bir emlakçı nasıl bulurum ? "

hamile olduğunuzu söylediğinizde ilk tepki

birine söyleyeceğim zaman çok farklı tepkiler alabileceğim cümle. eğlence, şaşkınlık, hakaret ve gerginlik durumlarını bir arada yaşatma ihtimali de var.

hovarda

emel müftüoğlunun efsane şarkısıdır. çok küçüktüm, okuldan gelip kral tv'yi açar klibin başlamasını beklerdim heyecanla. şarkının güzelliği kadar klipde şahaneydi. şimdilerde emel şarkıyı yeniden söylemiş ve eğlenceli bir klip daha çekmiş.
klipte bazı sanatçılarda emel'e destek olmuş. seray sever, deniz arcak, oktay kaynarca, ercan saatçi, tamer karadağlı gibi...

yeni klibi izlemek hoşuma gitse de orjinali kadar zevk alamadım.

aynı bokun laciverti

adana tarafında kendi bokuna muhalefet olmak diye bir deyim vardır. tam da bunu anlatır aynı bokun laciverti.

lacivert olan da aynı olanda b.kun kendidir.

hipokrat

"yedikleriniz ilacınız, ilacınız yedikleriniz olsun" diyen, mö 375 ile 460 yılları arasında yaşamış tıbbın babası kabul edilen yunan hekim.

masterchef

yemekten soğutan yemek programlarından bir tanesi.

süt sağma

emzirme dönemimin hiç bir aşamasında yaşamadığım bence anneliğin zirve yaptığı noktalardan bir tanesidir. sağıp da bebeklerini doyurmak zorunda olan annelerin önlerinde eğiliyorum.

14 şubat sevgililer günü

geçenlerde bir şey okudum. "dost seni senden kurtarandır" diye .. sevgili eğer senin senden kurtarıyor ve seni sende seyrediyorsa o zaman sevgililer günü bir şey ifade eder. geri kalanı fasa fiso..

yorgancı

günümüzde sadece elyaf yastıkların kılıflarını değiştirip içine boncuk elyaf ekleyen eski zanaatkarlar.

deliler kahvehanesi

deliler kahvehanesi; balat'ın ara sokaklarından birinde görünüşte cafe ama içinde yüzlerce yaşama dokunan bir dernek.
deliler aşevi, kırtasiye, butik, cafe olarak birçok alanda tamamıyla gönüllülük esasıyla çalışan bir oluşum. kurucusu ali denizci, çok farklı bir hayattan gelip sonunda "görüyorsam, duyuyorsam sorumluyum" diyerek bu oluşumu hayata geçirmiş bir "deli" kendi deyimiyle. ali denizcinin internetteki tedx konuşmasına denk gelmemle başladı tanışıklığım deliler kahvehanesiyle. aşevinde sanırsınız konyalı menüsü çıkıyor her akşam, gönüllü aşçıların gündüz yaptığı yemeklerle her akşam ortalama 150 insanımız doyuyor(%92,si evsiz), butiğe gelen kıyafetler ihtiyaç sahiplerine veriliyor, kullanılmamış olan yeni kıyafetler yalnızca evsizler için, bu günlerde gönüllüler. parkları, sokakları dolaşıp sokakta yatanlara battaniye, uyku tulumu dağıtıyor, kırtasiyeden çocuklar istediğini alıyor, atölyede ritm, resim vb. etkinlikler yapılıyor, ülkenin her yerine kütüphaneler kuruluyor, ihtiyacı olanlar ameliyat ettiriliyor, muhtaç durumda olanlara oda kiralanıyor ve bunların hepsini sadece kocaman bir gönüllüler grubu yapıyor. bir gün yolunuzu düşürün balat'a gelin kahvemize. orada olup ihtiyacı olana destek vermek insanın kendine yaptığı yardım aslında, kendine olan yolculuğunda tamamlanmak için..ali abinin dediği gibi bunun için "sevmek lazım, hem de çok sevmek"!
hatta bir gün yazarlar zirvesini deliler kahvesinde yapmaya ne dersiniz?

stockholm sendromu

rehinenin, rehin alana karşı sempati ya da duygusallık beslediği psikolojik tepki.

1973 yılında stockholm'da yaşanan bir soygunda banka görevlisi memurenin, soyguncuyla yakınlaşması ile konulan tanı, sendroma ismini vermiştir.
sendromda rehine, yaşadığı psikolojik baskı sebebiyle doğruyu göremez ve rehin alanın tarafında yer alır.

ancak bir çoğumuz stockholm sendromunu la casa de papel ile tanıdık.
soygun sırasında rehinelerden biri olan monica gaztambide'nin denvere olan yakınlığı stockholm sendromuna yorumlanır ancak monica, gerçek aşkı bulmuştur. ve sonraki sezonda monica'nın ismi "stockholm" olmuştur.

bazen insan algısı genellemeler üzerinden sınırlanabiliyor. kötü görünen iyi, iyi görünen kötü olabiliyor. yanlış görünenin içindeki doğruya ulaşmak, istiridye içindeki inciye ulaşmak kadar paha biçilemez oluyor.

kız babası olmak

kız babası olmak erkek çocuğuna göre çok farklı olmayan bununla beraber çok farklı duygular tattırandır.
erkek çocuğunu siz seversiniz, kız çocuğu kendini sevdirir.

iskele babası

iskele veya limanlarda gemilerin sabitlendiği metal veya halka.

zirvede oynanan oyunlar

zirvede yazarların bir araya geldiğinde arkadaşlığımız geliştirmek için oynadığımız oyunlardır.
sözlüğün ilk zamanlarında da bunu çok yapardık. bu iletişim bize uzun zaman geçmesine rağmen güzel arkadaşlıklar bıraktı. hala insanlar birbirlerini aradıklarında ilk günkü sevgi saygıyla karşılıyorlar.

zirve deyip geçmeyin ciddi arkadaşlıklar, dostukların başlangıç yeridir.


(bkz:tabu)
(bkz:sessiz sinema)
(bkz:sözlük oyunları)

sandviç

ıv. sandwiches kontu montagu, kağıt oyunlarını çok sever, acıktığında bile oyundan kalkmak istemezdi.
böyle zamanlarda yardımcısından iki ekmek dilimi arasına konmuş et isterdi.
kontun bu alışkanlığı, oyun arkadaşları arasında hızla yayıldı. oyuncular yardımcılarına "sandwiches'inkinden" şeklinde tarif ederken, "sandviç" yayıldı, gitti.
sağolasın kont, yoğun, yemeksiz günlerimizde elimizin altında bir sandviçimiz var.

müge anlı

iki lisans, bir yüksek lisans diploması olan ve üçüncü lisans diplomasını almasına ramak kalan türkiye'nin müfettiş gadgetidir.