israil devleti

batı asya'da akdeniz'in güneydoğu kıyısında ve kızıldeniz'in kuzey kıyısında yer alan bir güzelim ülke . kuzeyinde lübnan, kuzeydoğusunda suriye, doğusunda ürdün, güneybatısında mısır ve hem batı hem de doğusunda sırasıyla filistin toprakları olan gazze şeridi ve batı şeria ile komşudur. görece küçük yüzölçümü içerisinde coğrafi olarak çeşitli farklılıklar var. kimi yeri yem yeşil vadilerken kimi yeri çöl . ülkede ekonominin ve teknolojinin merkezi tel aviv iken idari merkez ve ilan edilmiş başkent kudüs olarak israil devleti görüyor ama filistin hükümetiyle bu konuda tam bir çekişme içerisinde. uluslararası ortamlarda başkenti tel aviv olarak gözüküyor.
(bkz:israile seyahat edeceklere genel bilgiler)


israil’in adı beni israil oğullarından geliyor ve tarihi musa peygambere kadar gidiyor. burada bir kavram karmaşası var daha doğrusu bizim için var.
yahudi
musevi
ve israilli olmak üzere aslında hep aynı şeyi ifade ediyoruz ama farklı yönleriyle ettiğimizi bilmiyoruz.
bölgedeki karışıklığı, orta doğu’nun bu keşmekeşliğinin sebebini özellikle dinler tarihi ve israil- arap tarihini okuyunca anlıyor insan.

yehuda krallığı bölgede milattan önce kurulmuş ve bölgenin en güçlü krallığı. mö 720 yıllarında yehuda krallığı ise sırasıyla babil, pers ve helen imparatorlukları tarafından ele geçirildi ancak yahudi özerk statüsüyle varlığını korumaya devam ediyor . burada anladığım kadarıyla yehuda aslında hz ademin soyundan geldiklerini söyleyen ve yahuda krallığına mensup kişilerin kendileirni ait hissettikleri ırk. hz musa’nın getirdiği dine inanarak toplumun adı yahudi haline geliyor. israil bölgenin adı haline geliyor.
israillilerin kendilerini diğer insanlardan daha üstün görmelerinin ve bu kadar zorlayıcı olmalarının asıl sebebinin bu olduğunu düşünüyorum. yani alttan alttan bu topraklar bizim ve yehuda krallığı hala var diye bas bas bağırıyorlar.
topraklar hem bereketli hem de peygamberlerin neredeyse hepsi bu bölgeden doğma. gerçekten gittiğinizde göreceksiniz maneviyat olarak çok güçlü bir yer olmasına rağmen her şeyin madde ve satılabilir olduğunu hissediyorsunuz.
hz isa’nın çarmıha gerilmesi, musa peygamber ve hz muhammed hep bu topraklarda bulunmuş.
romalılar, persler, araplar ve osmanlıların elinde devamlı son uç eyalet, il veya beylik olarak el değiştirmiş.
bölgede sadece yahudiler yok araplar da var ve 7. yüzyılda levant, araplar tarafından bizans imparatorluğu'ndan alınmış ve 1099'da birinci haçlı seferi'ne kadar bölgedeki arap hakimiyeti sürmüş 1187'de eyyubiler ile birlikte yeniden müslümanlar bölgenin hakimi olmuş ve ardından 13. yüzyıldan itibaren memlükler hakimiyet alanlarını mısır'dan itibaren bu bölgeye kadar genişletmişler
1517'de osmanlı imparatorluğu, memlükleri yenerek bölgeyi ele geçirdi ve osmanlı hakimiyeti imparatorluğun ı. dünya savaşı'nda dağılmasına dek devam etmiş. gittiğinizde göreceksiniz neredeyse her tarihi yapıda osmanlı izi var. 19. yüzyılda yahudi ulusal uyanışıyla birlikte diasporada siyonist hareket ortaya çıktı, böylece osmanlı suriyesine ve sonrasında birleşik krallık'a bağlı filistin mandasına göç dalgaları başlamış. zaten isralin devletleşme dönemi de bu zamanlara rastlıyor.
abdülhamid ile ilk başta toprak pazarlığı yapılıyor. alamadıkları toprakları bu sefer alavere dalavere ile alıp kendi büyük israillerini kurmaya başlıyorlar. israil’in türklerle olan savaşı buralara dayanır.

1947'de birleşmiş milletler'in hazırladığı filistin paylaşım planı ile bölgede bağımsız arap ve yahudi devletleri ile uluslararası kudüs yönetiminin kurulması isteniyor ve . planı yahudi ajansı kabul ederken arap liderler reddeder ama sonraki yıl yahudi ajansı, israil devleti'nin bağımsızlığını ilan et-der ve hemen peşinden başlayan 1948 arap-israil savaşı sonucunda israil eski filistin mandası topraklarının büyük çoğunluğunu elinde tutarken komşu arap ülkeleri ise batı şeria ve gazze'yi ele geçirir bu tarihten sonra israil ile arap ülkeleri arasında birçok savaş çıkar israil, 1967'deki altı gün savaşı'ndan itibaren batı şeria, gazze şeridi (2005'teki geri çekilmeye rağmen hâlâ işgal altında.) ve golan tepelerini işgal eder. kendi idaresini doğu kudüs ve golan tepeleri'ne içine alarak genişletse de bunu batı şeria'da gerçekleştiremezler. çünkü büyük bir direnişle karşılaşırlar. israil'in filistin topraklarını işgali, modern zamanların en uzun işgalidir. önce toprak satın almalarıyla başlayan işgal sonrasında silahlı olarak direkt savaş ve çatışmalarla devam eder. bölgedeki diğer arap ülkeleri de buna kayıtsız kalmaz ve onlarda israile savaş haline girerler ama bir süre sonra, özellikle 6 gün savaşından sonra herkesin süngüsü düşer. israil bütün çevresindeki ülkeleri bastırır.
israil kurulur ve kendilerine israil devleti adı verirler. işin ilginç tarafı arap kesim israilin normal oalrak bağımsızlığını kazanmadığı için bir devlet olarak kabul etmez.

toprak satınalmalar o kadar ileriye gider ki bugün israil topraklarında filistinlilerin yaşadığı topraklar mercekle görülecek kadar küçülmüş durumda. son okuduğum haberlere göre filistinlileri mülteci olarak lanse etmeye başlamışlar.
vay be dedim nereden nereye. adamlar kendi topraklarında misafir haline geldiler diye düşündüm.