doğanın temel kuvvetlerinden biri, tüm maddeler arasında var olan bir kuvvet. bu kuvvet manyetik, elektriksel, elektromanyetik ve çekirdek içinde etkin olan nükleer kuvvetlerden daha zayıf olup, maddenin iç yapısında rol oynamaz.
einstein'ın genel görelilik ilkesine göre kütlesi olan her cismin uzayzamanı bükmesi neticesinde oluşan kuvvet.
geçtiğimiz yıllarda (2015), milyar yıldan daha eski bir olayın, iki dev karadeliğin birbiri içerisine çökmesinin, sonucunda oluşan yerçekimi dalgalarının dünya'ya kadar ulaşması ile einstein'ın teorisi kanıtlanmış sayıldı.
kütlesi olan her şey, uzayzamanı bükebilir, döndürebilir, uzatabilir ya da kısaltabilir. kısacası uzayzamanın şeklini değiştirebilir. ve her cisim uzayzamanda hareket ederken o şekli takip eder.
iki nokta arasındaki en kısa mesafenin düz bir çizgi olduğu düşüncesi bu bakımdan bir yanılsamadır. "düz" algımız o çizginin uzayzamanın şeklini takip etmesiyle ilgili. şöyle düşünün, kıtalar arası uçan bir uçak irtifasını korumak için sürekli olarak düz gitmek durumundadır. fakat aslında dünyanın etrafında dönmekte yani bir eğri çizmektedir.
peki bu hareketin düz olarak algılanıyor olması ya da eğri olarak görülebiliyor olması nasıl açıklanabilir? her hareket bir referans noktasına göre incelenir.
siz bir araçla yolculuk yaparken ya da yürürken yanından geçtiğiniz bir ağaca göre hareket halindesinizdir. fakat ağaç da size göre hareket halindedir. peki bu durumda gerçekten hareket eden obje siz misiniz? yoksa ağaç mıdır? sorulması gereken soru: "hangi referansa göre?" sorusudur.
aslında ne şekilde olduğunu bile bilmeğiniz bir uzayzaman rotasını izlerken düz gittiğinizi düşünüyor olmanız bu sebeple çok doğaldır. çünkü referansınız uzayzamandır. tıpkı uçakta ya da araçtayken referansınızın dünya olması gibi, referans noktasını sabit kabul edersiniz. oysa dünya'da dönmekte. yani aslında dünyanın açısal dönüş hızında ve ters yönde hareket ederseniz, uzayzamandaki bir referansa göre hiç değilse kendi etrafınızda dönmeden, yalnızca güneşin etrafında dönmüş olursunuz.
deneme