su

8 betim Daha
" canlı hücresinin büyük bir kısmını oluşturan hayatî inorganik maddedir "

dağlık yerlerde, köylerde büyüyenler bilir, torağa dokunca su fışkırırdı eskiden. göller, göletler, dereler vardı. suyun olduğu yerde hayat da vardı tabi, sayısız kuş çeşidi, sayısız ağaç türleri, yabani bitkiler, yaban hayvanları. sadece 30 yıl içinde bahsettiğim bu çeşitliliğin olduğu bölgeler tamamen betonlaştı. dereler kurudu yada yolları barajlara çevrildi, bazı su kaynakları özel şirketlere devredildi, ki bu büyük şirketler şu anda türkiye'nin her yerinde su kaynağı arayışında ve bulamamaları muhtemel olduğundan 20 litrelik bir damacana sudan elde edecekleri geliri 200 ml bir içecekle sağlayabilme peşinde yeni ürünler sürüp duruyorlar piyasaya. çünkü halihazırda ellerinde olan kaynakların uzun yıllar dayanamayacağını biliyorlar.

büyük şehirler içme suyu için barajda biriken yağmur sularına muhtaç fakat iklim değişiyor. bundan da kötüsü hızlı bir nüfus artışı var. göçlerin arkası kesilmiyor. sadece içme veya temizlik için kullanılan su değil kaynakları hızla yok eden, betonlaşma ve tüketim en büyük sorun. aklımıza gelebilecek her ürünün hazırlanmasında aklımızın alamayacağı kadar çok su tüketiliyor.


ama kürsel ısınma diyen, iklim değişiyor diyen, çevre doğa diyen herkes sinir bozucu, işe yaramaz, boş konuşan, dilenci, felaket tellalı, ortalık karıştırıcı oluyor. her yeri betona çevirmeye son hız devam, nüfusu arttırın çoğalın, tüketin diyenler alkışlanıyor.

şimdilerde kamu spotları yayınlanıyor su tüketiminde dikkatli olunması için fakat musluğu kısarak alınacak önlemler devede kulak bile değil artık.

edit: imla
1 Betim Daha