telefon, bilgisayar ve diğerleri hayatımıza girdiğinden beri yaratıcılıklarını kaybeden çocuklar, ne yazık ki oyun kurmayı ve hatta hayal kurmayı bile unuttular.
oyuncakları olsa bile kısa bir süre bakıp, ilgilerini kaybediyorlar. asla oyun kurup, oynayamıyorlar.
geçenlerde arkadaşımın küçük kızı bebeği ile geldi. bir bebekte benim için getirmiş.
hadi oynayalım, oynayalım!
"merhaba, nasılsın?" dedim onun bebeğine, kendi bebeğimle.
ayni soru geri geldi.
"bugün ne yapmak istersin"
"bugün ne yapmak istersin"
aslı monolog olan bir diyalog sürdü kısa bir süre aramızda. hemen sıkıldı. annesinin telefonunu alıp, oyun oynamaya başladı.
çocukların oyun, paylaşım, bilgisayar veya telefon saatlerini dengelemediğimiz sürece, kopup gidiyorlar hayallerinden ve hayatlardan.
sokak kültürünün yok olması sonrası ortaya çıkan sorundur.
toplumun zihnindeki gizli sapıklık gerçeği sonucu dört duvar arasında kalmak zorunda kalan çocukların bu işte bir günahı yoktur. aslına bakarsanız çocuklarını oyun için sokağa salamayan ebeveynlerin de bir günahı yoktur. günah çocuklara göz dikenlerindir.
(bkz: çocuk sevmeye korkmak)
gelişen ve değişen dünya, teknoloji sebebiyle oyun kültürünün de değişmesi kaçınılmaz.her şeyin birbiriyle paralel olduğu, bir çocuğun oyun oynamasını bilememesinin maddelerce sebebi var.
bir yandan bilgisayarlardan telefonlardan anlayan çocuklardan gurur duyan anneler, bir yandan da paylaşım, sokak kültürü, hayal kurma beklentisine de girmektedir. peki bu nasıl olacak anne ve baba çalışırken ?
ver okula sonra gel yakın .
her cümle öyle tartışalısı konular ki ...
deneme