anorexia nervosa

bir çeşit yeme bozukluğu olarak tanımlanan anoreksiya nervoza, özellikle genç kadınlarda görülen ve zayıflama takıntısı ile başlayan psikolojik bozukluktur.

hasta kişi zayıf bir bedene sahip olma arzusu ile beslenme alışkanlığını ileri derecede keser ve kilo kaybeder. bununla birlikte bazen kontrollerini kaybederek tıkınırcasına yemek yer ancak, aşırı egzersiz yaparak ya da kusarak yediklerinden kurtulur.
bir beslenme sorunu olarak görülse de ciddi bir psikolojik sorundur.

bence bu hastalık, daha gözünü yeni açmış çocuğa verilen barbie bebeğin, yeni dünya düzenindeki paylaşımların ve sosyal medyadaki görsel dayatmaların bir sonucudur.
kilo almanın ne demek olduğunu bilmeden mutlu bir şekilde yaşayan neslin, acılar içinde zayıflamaya çalışan çocukları olduk. ne kadar korkutucu değil mi?
bir dirhem et bin ayıp örterden, bir dirhem et bin ayıp edere...

evet kilo almak ya da kilolu olmak pek güzel bir şey değil ama sağlıklı beslenebilmek ve zayıflayabilmek de sürece dahil. burada biz yeni nesil ebeveynlere çok büyük iş düşüyor. lütfen dikkatli ve temkinli olalım.

(bkz: to the bone)
(bkz: anoreksik)
kişinin kendi bedenine ilişkin beden algısının bozulması şeklinde gerçekleşen psikolojik rahatsızlık. zayıflamak, zayıfladığına inanmamak, ölene kadar zayıflamak şeklinde görülebilir. az yemek bir süre sonra yiyememeğe dönüşür. bir süre sonra yemek yiyenleri anormal görmek, az uyumak, hayattan keyif almamak gibi depresyonik belirtiler görülebilir. 'zayıfladın' denildiğinde kişi ikna olmuyorsa en acil tarafından profesyonel bir yardım almalıdır.
bulimia nervosa ile farklı hastalıklardır.
sıfır beden modasıyla önce varlığından haberdar olduğumuz, sonra çevremizde insanların yakalandığını gördüğümüz yeme bozukluğu hastalığı.

kendi çevremde bu hastalıkla yaşayan ama hasta olduğunun farkında bile olmayan, tedaviyi reddeden ilk kişiyle karşılaştığımda yüzüne bakamamıştım, ağlamamak için kendimi zorlamış ve bir bahaneyle uzaklaşmıştım. 1.60 boyunda 35 kilo kadın olur mu? hala nasıl olup da ayakta olabildiğine inanamamıştım. çok sarsıcıydı.

şu sıralar balık etli kadın modasına geçildiğine sevinelim mi yoksa kadının kilosunun bile moda olmasına, kadınları bu kadar derinden etkilemesine ağlayalım mı bilemiyorum.
bir tanıdığım yakalandığında öğrendiğim hastalık. genç kızlar arasında manken hastalığı olarak biliniyor. yemek yemeden zayıflama ve kendini formda tutmak isterken psikolojik olarak kendinden yemeye başlıyor kişi ve yutak dönüyor. yani yediğini çıkarıyor bunu istemli veya istemsiz olarak yapabiliyor kişi.
çok zor ve meşakkatli bir donem ve hastalık. tanıdığım 35 kilolara kadar düşmüştü ve kendini dünyanın en güzel kızı zannediyordu.
hastalığının başlangıcı ise erkek arkadaşını sen biraz kilo mu aldın diye sorması ve bir iki şaka yollu takılması. hepsi bu.

kız diyete başladı ve sonrasında hastalığa yakalandı. evde dolaplar kilitlendi, kız gitti dışarıdan restoranlara borç yaptı.
yemek yerken dikkat ederdim masadaki yiyeceklerin neredeyse yarısını yer sonrasında hemen tuvalete gider kusardı. yarım saat sonra karnım aç diye ortada dolanırdı.

neredeyse 1 ev parası harcadılar kız için. şimdi daha iyi ama bir dönem vücut fonksiyonları durduğu için çocuk vs sahibi olması riskli durumda. doğurganlığı gitti kızcağızın...
sadece biraz kilo mu aldın diye sorulduğu için.

deneme