çay

türklerin en sevdiği ,nereye gitse hemen "bir çay koyda içelim" dediği nimet.
çay+sohbet=rahatlama
herşeyden ziyade bir ara verme bir kaçıştır çay.
kahvaltının vazgeçilmezi, ince belli bardakta pek güzel duran, tavşan kanı renginin pek yakıştığı, sıcak havada da, soğuk havada da istenen, aranan lezzet.
fazlası demir eksikliği yapıyor, tek kusuru bu galiba.
şöyle mis gibi bir yemeğin ardından içilebilecek en güzel şeydir kendisi. vanlıysanız başka türlüsü imkansız zaten. harareti alır, muhabbeti koyulaştırır, ısıtır...
rizede organık çayın kg sunu 6tl den işçiden alıp, halka 80tl den satılan içecek.
çernobil sonrası yıllarca içemediğim içecek. oysa bakanın teki tv'lerde çocuk kandırır gibi "bak radyasyon felan yok, bak içiyorum demişti" de içmişti. anarşist miydik biz? niye içmemiştik? tembellik işte. su koy, çay koy demle. sıcak tut. bir sürü uğraş.
giresunda bir tarla da 15 ton çıkarılan yemyeşil yaprakların kuruyarak sofralarımızda yer aldığı türk lezzeti. gün de en fazla 3-4 bardak tüketilmesi önerilen bu lezzetin türkler için en az 8-9 bardak olarak tüketilmesi farklı bir konu olsa gerek. kahvaltı da başlayan serüven gece sohbetlerinde son bulur. çay var içersen ,ben var seversen der ünlü şair...
kimi insanların ince belli bardak takıntısı olduğu , kimisinin kahvaltıda ki vazgeçilmezi , kimisininde kesinlikle şekerli içemediği sıcak bir içeçek .
her evin olmazsa olmazı milli içeceğimiz. genelde çok aramızın olmadığı, demlemeye üşendiğimiz ama bazen de tadına doyamadığımız, sanki tiryakiymiş gibi bardak bardak hatta demlik bitirdiğimiz dost içeceği.
yalnız çekilmez ama sevdiklerinle beraber müthiş sohbet açar.
hadi bi çay koyalım da sözlükçe içelim.
"başım ağrıyor, çay içmedim bugün" muhabbetinin kahramanı, rize ilimizde yetişip kurutularak sofralarımızı şenlendiren milli içeceğimiz.

deneme