hamlet

hamlet

hamlet

hamlet

hamlet
hamlet

william shakespeare'in bir trajedisi.

bir danimarka prensinin, öldürülen babasının intikamını alma hikayesini anlatır.

benim için çok özel bir yeri var bu oyunun.
bana göre hamlet, süslü cümleler kuran, şiirsel bir yapıt olmanın çok ötesinde.

ilk kez karşılaştığımda adeta büyülendim. çünkü hamlet, basit bir intikam öyküsünden ziyade, gerçekleştirilmesi zorunlu olan eylemlerin bile düşünce denizinde boğulmasını konu ediniyordu bana göre.

bir insanın; kendi fikirleri içerisinde verdiği mücadelenin, yapılması gereken her şeyin çok açık bir şekilde önünde duruyor olmasına rağmen, o eylemi gerçekleştirecek fiziksel gücün önüne koyduğu düşünsel engellerin hikayesiydi.

eyleme geçmenin niçin bu kadar zor olduğunu, içerisinde bulunduğum durumu, özetlemek şöyle dursun tam anlamıyla gözlerimin önüne sermişti.

ilk kez 1996 yapımı, kenneth branagh'ın yönetip baş rol oynadığı film ile hayatıma girdi. yaklaşık dört saatlik bir film ile hamlet'i tam metin olarak sinemaya uyarlamıştı ve benim için hamlet olmuştu kenneth amca. benim için hamlet kenneth branagh'tır daha iyi oynayan henüz görmedim.

filmin ardından, eseri defalarca okuyup hamlet'in bazı monologlarını ezberleyecek derecede takıntılı bir hale gelmiştim. hatta uzunca bir süre hamlet'i nick olarak kullanmıştım. bazı platfomlarda hala kullanırım.



how all occasions do inform against me,
and spur my dull revenge! what is a man,
ıf his chief good and market of his time
be but to sleep and feed? a beast, no more.
sure, he that made us with such large discourse,
looking before and after, gave us not
that capability and god-like reason
to fust in us unused. now, whether it be
bestial oblivion, or some craven scruple
of thinking too precisely on the event,
a thought which, quarter'd, hath but one part wisdom
and ever three parts coward, ı do not know
why yet ı live to say 'this thing's to do;'
sith ı have cause and will and strength and means
to do't. examples gross as earth exhort me:
witness this army of such mass and charge
led by a delicate and tender prince,
whose spirit with divine ambition puff'd
makes mouths at the invisible event,
exposing what is mortal and unsure
to all that fortune, death and danger dare,
even for an egg-shell. rightly to be great
ıs not to stir without great argument,
but greatly to find quarrel in a straw
when honour's at the stake. how stand ı then,
that have a father kill'd, a mother stain'd,
excitements of my reason and my blood,
and let all sleep? while, to my shame, ı see
the imminent death of twenty thousand men,
that, for a fantasy and trick of fame,
go to their graves like beds, fight for a plot
whereon the numbers cannot try the cause,
which is not tomb enough and continent
to hide the slain? o, from this time forth,
my thoughts be bloody, or be nothing worth!

deneme