öncelikle ekonomik durumu ve bolca zamanı olan, yüzde ortalamasında kadınların çıtayı yükselttiği alışveriş halidir.
bu ayakkabı bu çantayla, bu küpe bu kolyeyle, bu gömlek bu pantalonla, uyar mı? düşüncesiyle sürer ve uzar gider.
şartları uygun kişiler için neden olmasın da! anlayamadığım bir durum var. özellikle, mango, koton, zara benzeri peşinizde satış elemanlarının dolaşmadığı mağazalarda, ortalığın savaş alanına çevrilmesi. yerlerde sürünen ürünler gerçekten üzüyor insanı.
en azından sizden sonra, bir kişinin daha onu denemek isteyeceğini düşünebilirsiniz. onları toplayacak personeli düşünebilirsiniz. neden bu kadar acımasızca davranıyorsunuz hanımlar?
girdiğim mağazalarda o kadar çok yerden ürün topluyorum ki, bir gün spotlar üzerimde toplanacak ve bir anons duyulacak diye düşünüyorum, "yılın en düşünceli müşterisi geldi! alkışlıyoruz!"
tam bugün "efsane cuma" adı altında yapılan kampayalarla beklenen çılgınlık. her defasında eleştirsek de biz de kendimizi bu akıma kaptırıyoruz. şuan bi yandan blender bakıyorum arkadaş.
al, al, al çılgınlığı. ver ver ver cinnetinin ön hazırlığı gibidir. insan 17 çift ayakkabısı varken kombin olmuyor diye 3 tane daha aşır mı? hem de aynı modelden. bu kadarla kalır mı? bunun eteği var, ceketi var, evdeki halısı var, perdesi avizesi var.
buradan her erkeğe sesleniyorum eşiniz ayakkabı alırken dikkat edin. ardından büyük bir tsunami geliyordur. yıkımı depremden fazla olur.
deneme