korku

kişinin içinde tehlike barındığını varsaydığı düşüncelerine verdiği duygusal bir reaksiyondur. bizler hayata iki korkuyla doğarız biri yüksek ses, diğeri düşme korkusu. bunların dışındaki tüm korkular öğrenilmiş çaresizliktir ve bizler bu korkuları sonradan öğrendiğimiz gibi onlardan korkmamayı da öğrenme gücüne sahibiz. son yıllarda kadın, çocuk, hayvan, insan, ağaç, orman, duygular kısaca değerli olan her ne varsa yok ediliyor. tüm dünyada yaşanan bu katliamlar insanlığa korku salmak ve insanlığı kontrol altına almak üzerine kurgulanmış ve ne yazık ki bizler korkularımızdan sıyrılamadığımız sürece bu döngünün kırılması güçleşiyor. korkulan şeyler başımıza gelmesin diye gittikçe pasifleşiyor ve haklarımızdan feragat ediyoruz. cahilin sesi gürleşirken, efendiliğinden susanlar haklarını yitirir hale geliyor. şimdi silkinme ve bize dayatılan bu illüzyondan uyanma zamanı. değişim kaçınılmaz ve değişim için güvenli alanımızdan çıkmamız gerek. işte bu nedenle biz duyarlı insanlara kadın erkek çok görev düşüyor. korkulan şeylerin zihnimizin, kolektif bilincin bir yansıması olduğunu bir kez daha hatırlayarak, bundan sonraki her hareketimizi her söylemimizi sevgiyle ışıkla evrene yayalım ve gelin korkularımıza hep birlikte meydan okuyalım.
bilincin kendini tanıyamama halinden ortaya çıkan duygu. panzehiri (bkz:sevgi)
bu dünyadan gitmek zorunda kalıp, çocuklarımı yalnız bırakırım diye yaşadığım derin duyguya verilen ad.
sayısız türde olan, çok sayıda türünü bünyemizde barındırdığımız duygu. kimi korkular bizi dışarıdan veya bizzat kendimizden gelecek tehlikelere karşı korurken, kimileri de aklımızı başımızdan götürüp bizi savunmasız ve zayıf kılar. bazı korkuları yenmeli bazılarını bağrımıza basmalıyız.

deneme