naim

cep herkülü
dün akşam izlediğim, gönlüme taht kuran bir hayat hikayesinin filmi.

filmi bursa'da izledim. bursa zamanında kırcaali'den, bulgaristan'dan gelen türklerin yerleştiği il ülkemizde.
filmin sonunda sinemada yedisinden yetmişine herkes kendinden geçer şekilde ağlıyordu. muhtemelen çoğu kendi yaşadıkları ile yüzleşti. ilk kez bir ortamda bu kadar rahat aglayabildiğimi düşünüyorum.

ben izlediğim, dinlediğim şeyleri teknik olarak değerlendiremem, bana ne hissettirdikleri ile değerlendiririm. çok iyiydi!

keşke diyorum o yaşarken bu film çekilseydi.
o kadar erken ayrıldı ki dünyadan...
dünyaya sesini ve yapılan zulmü duyurabilmek için nefer olmuş, daha çocuk yaşta naim'in mücadelesi karşısında saygıyla eğiliyorum.

"herkesin bir silahı vardır. kendi silahını bul"

eypio'nun naim için seslendirdiği şarkıyı aşağıya bırakıyorum.



(bkz:naim süleymanoğlu)
(bkz: hayat van eck)
cennetin bolluğu bereketi anlamındadır. cennet yaşamında düşünülen her şey var olmuş kabul edilir ve cennetin bolluğu ve bereketini oluşturur. onun için cennet ehlinin her düşündüğü veya istediği olur denilir. herkes bunu maddi olarak düşündüğü için olayı sadece maddi zenginlik, bolluk vs olarak değerlendirir.

(bkz:huriler ve nuriler)
(bkz:huri)
(bkz:nuri)

deneme