pozitif ayrımcılığın geldiği son nokta. kadına şiddet olarak bilinen yasanın kadına verdiği geniş yetki. kadının beyanı delile bakılmaksızın doğru kabul edilecek.
yani kadın kafasına koyduğu erkeği daha doğrusu hedefi istediği gibi suçlayacak ve böyle bir şey olmadığını da erkeğin ispat etmesi gerekecek.
kadın o kadar haklı ki asında ona haksızsın demek bile bir şiddet unsuru haline geliyor.
yasanın bu hali çok aileler çökertir, çok insanın ahını aldırır benden söylemesi.
saçma sapan uygulama. bunu destekleyen kadınlar da zır cahil benim gözümde. benim fikrim çok da mühim değil tabi ama şöyle düşünelim:
kendini mahkemede avantajlı görmek tamam. evet bir erkeğin karşısında sizin sözlerinizin daha kıymetli olması bencil bünyenize iyi gelebilir belki. fakat hayat her zaman o kadar da kötü değil. farzedelim ki mutlu bir evliliğiniz ya da aile hayatınız var... eşiniz/babanız/kardeşiniz kötü niyetli komşunuzun iftirasına uğradı. o halde ne olacak sanıyorsunuz?
hiç mi yok komşusunun eşine göz diken kadın? ben bizzat canlı örneğini tanıyorum. bu kadın gayet doğal bir şekilde eşinize iftira atabilir. hele bir de beraber asansöre falan bindiklerini destekleyen herhangi bir kamera görüntüsüyle eşinizin adını tecavüzcüye çıkarabilir.
bu ahlaksızlık, o kadının değil buna izin veren hukun ahlaksızlığıdır.
düzgün bir hukuk sistemi şahısların cinsiyetiyle ilgilenmemeli.
delil aramaksızın kadının lafına güvenmek, "hiçbir kadın yalan söylemez." demektir ve bu uygulama insan haklarına aykırıdır. suçun kadını erkeği olmaz. bunu savunan kesinlikle faşisttir ve empati yoksunudur. hiçkimse bir başkasının ağzından çıkan birkaç cümle yüzünden işlemediği suçlardan hüküm giyemez. giymemeli. eğer öyle olması gerektiğine inanıyorsanız, kendi çocuklarınızın tecavüzcü damgası yiyerek hapis yatmasını ve kalan hayatını o leke ile geçirmesini diliyorum. umarım bu şekilde anlarsınız saçmaladığınızı.
sadece hukuk değil bugün herhangi bir yerde bir kadın tarafından iftiraya uğrayabiliyor erkekler. bunun sonucunda ne olduğunu bile bilmeyen, olaydan bihaber bir kalabalık tarafından darp edilebiliyorlar.
herhangi bir sevgili çifti düşünün mesela, mutlu mesut beraber yaşıyorlar. erkek ayrılmak istediğini söylüyor ve kadın tecavüz ettiği gerekçesiyle adamı şikayet ediyor... kadının vajinasında adamın sperm örnekleri de mevcut... hadi buyurun cenaze namazına.
bu tutum katil yetiştirir. bu tutum şiddeti arttırır. insanların haklarına açıkça saldırıp, onların uysal birer kedi gibi boyun eğmesini bekleyemezsiniz. ben burada erkek olarak değil bir insan olarak söylüyorum: eğer o şekilde bir iftiraya maruz kalırsam, o iftirayı atan şahıs, kadın ya da erkek, kendisine kaçacak delik arasın. dünyasını başına yıkarım. bu işin kadını erkeği olmaz gerekirse ömrümün sonuna kadar hapis yatarım, gerekirse idamı göze alırım ama o kişiye dünyayı dar ederim.
çeriğini araştırmadan, öğrenmeden, anlamadan kadınlar tarafından yarın toplu iftiralara maruz kalacaklarmışçasına veryansın eden erkekleri, daha doğrusu bencil erkek zihniyetini ortaya dökmüş ilkedir. sadece kadınları değil, çocukları da kapsayan düzenlemedir ayrıca.
özeti şu şekildedir :
"kadının beyanı, yargılama sırasında; hayatın olağan akışına uygun, samimi, tutarlı ve istikrarlı, mağdur ile bir husumetten kaynaklanmayan, olay ertesinde hemen tanıklarla paylaşılmış, doktor raporları ile belgelenmiş ve sanık tüm bunları çürütemedi ise hüküm esastır."
buna muhalefet eden, kınayan zihniyetin, toplumda infial yaratan kadınlara, çocuklara, hayvanlara yönelik tecavüz, cinayet , işkence olayları sonrasında, internette " kadına karışma, çocuğa karışma, hayvana karışma. e peki bu erkeler ihtiyacını nasıl gidersin " diye içindeki pisliği ifşa eden yaratıklarla kolayca empati kurabilecek düzeyde kimseler olduğuna inanıyorum.
olumsuz bir çok örneğe rağmen olumlu düşünmek istediğim kanun maddesi. elbette eğer bir taciz vs varsa bunu kimse savunmaz .
hayatın gidişatına uygun bölümü işin bence çetrefilli bölümü.
bir firmada arkadaşım bir kadınla iş görüşmesine giriyor. kadının işe alacaklar ve ne olduysa işe alınmaktan vazgeçiliyor. kadın ben bu kadar çağırdınız ettiniz vs diye çemkiriyor ve siz görürsünüz deyip çıkıyor.
verdiği beyana göre arkadaşım kadını taciz etmiş ve hatta sırf telefonunu almak için cv istemiş ve tekrar görüşmeye çağırmış.
şimdi işsiz, boşanma aşamasında ve muhtemelen ceza alacak,çünkü çürütebileceği şekilde bir delili yok.
aynı zamanda iki firmada da rastladım iş görüşmelerine iki kişi giriyorlar ve kamera açılıyor.
bir de bir avukata gittim bir sekametlikten dolayı. büyük büyük yazılarla görüşme odası kamera ile gözetleniyor yazıyordu. sebebini sordum buna benzer bir durum onların da başına gelmiş. peki n'oldu dedim. ispat edemedik dedi.
toparlarsak; elbette düzgün insanlar olabileceği gibi kötü niyetliler de olacaktır. kanın yapıcılar bunu bilerek ispat konusunu erkeğe değil kadına da yüklemesi gerekir.
yine söylüyorum gerçekten taciz durumları müstesna.
uzaklaştırma kararı için uygun olan ancak ceza için muhakkak bir ispat istenen düzenleme. yoksa çok da adil olmaz değil mi?
(bkz: masumiyet karinesi)
kararname incelendiğinde "mağdur olan" kadının lehine alınmış olan düzenleme olduğu kesindir.
bunu kötüye kullanmak isteyecek kadınlar muhakkak ki vardır kimse hepimizin masum olduğunu iddia edemez. bunun içinde zaten ispat vs önlem alınması ı uygun görülmüş. ama oran orantıya vurursak yerinde bir karardır. tebrikler.
deneme