@segecesegece

Yazar

Durum: 64 - 0 - 0 - 0 - 01.05.2020 20:18

Puan: 260 -

5 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 4

uzaktan eğitim terimleri sözlüğü

corona ile aslında hayatımıza bir sürü yeni teknoloji ve yenilik girdi..
uzaktan eğitim için kafa yorarken fransız kalmamak için amme hizmeti sunuyorum.

uzaktan eğitim programlarının üniversitelerde yaygınlaşmasıyla birlikte öğretmen ve öğrenciler bu eğitim programının teknik ve eğitim yönüyle daha çok ilgilenmeye başladılar. bu eğitim sisteminin ve eğitim sisteminde kullanılan teknolojinin, bu programa katılan herkes tarafından anlaşılması ve yeterli derecede faydalanılabilmesi için öncelikle eğitim sisteminde kullanılan terminolojinin anlaşılması gerekir.


analog:
frekans ve genişliğinin değişmesine rağmen gönderildiği gibi alınan sinyaldir. son zamanlarda birçok audio/ video ve telefon sinyalleri analog şeklindedir.

amplitude:
sinyalin genişliğini vurgular. diğer bir ifadeyle, dalganın boyunu ifade eder. voltaj ya da dalganın aldığı son şekil maksimum değeri ifade eder.

bilgi alışverişi için kullanılan standart amerikan kodu (ascıı):
harf, sayı ve kontrol kodlarını birçok bilgisayarın anlayabileceği dijital koda çevirmek için bilgisayar dili kullanılır. ascıı, buna verilen addır.

asynchronous:
eş zamanlı, birden fazla olayın aynı anda gerçekleşmemesini belirtir. diğer bir ifadeyle, partiler arası katılımın aynı zamanda gerçekleşmeme durumudur. iki grup arasında kurulan iletişimin farklı zaman dilimlerinde olmasıdır.
not: online bülten panosu, asynchronous iletişime bir örnektir. kullanıcılar konunun içeriği ilgilerini çektiği takdirde konuşmaya katılır.

asynchronous transmission mode (atm):
ascıı gibi bazı kodların yardımıyla bilgileri düzensiz zaman aralıklarında gönderme yöntemidir. atm, birçok modern bilgisayarın bir diğeri ile iletişim kurmasını sağlar.

audio bridge:
audiokonferansın gerçekleştirilme sürecinde birçok telefon hattı arasında bağlantı kurmaya yarayan bir araçtır.

audioconference:
standart telefon hattından faydalanarak iki ya da daha fazla site arasında kurulan ses bağlantısı ile gerçekleştirilen iletişim şeklidir.

backbone (internet):
birçok kullanıcı arasında bağlantı sağlayan önemli bir iletişim ağıdır. diğer bir ifadeyle yoğun internet trafiğini taşıyan yüksek hız ağıdır. bu iletişim ağı, at&t, gte, ıbm, mcı, netcom, sprint, uunet gibi bazı şirketler tarafından sağlanır ve t1, t3, oc1 ve oc3'deki yüksek hız bağlantılarını içerir. backbone şekil olarak omurga kemiğine benzediği için bu isim kullanılmaktadır.

bant:
belirli bir üst ve alt seviye arasındaki frekans dağılımını ifade eder.

bant genişliği:
iletişim kanalının sahip olduğu bilgi taşıma kapasitesidir.

binary:
bilgisayar dili, alfabesinde yer alan iki harf üzerine kuruludur.

bit:
binary digitte yer alan 'b' ve 'it' harflerini temsil eder. iki ihtimali içeren durumlar için kullanılan en küçük birimlerdir. 1 ya da 0, evet ya da hayır, açık ya da kapalı gibi.

byte:
en küçük bilgisayar terimidir. 8 bit değerindedir.

browser:
internette yer alan bilgilere ulaşmanızı sağlayan yazılımdır.
not: netscape ve internet explorer günümüzün en yaygın web browserlarıdır.

central processing unit (cpu):
bilgisayarda bilgi işlemin gerçekleştiği yerdir.

kanal:
akımın tek yönlü yol izleyen en küçük alt bölümüdür.

codec (coder/decoder):
analog sinyalini dijital sinyale ve uzak siteler ile alışveriş gerçekleştirilirken bu sinyalleri tekrar analog sinyaline çeviren bir araçtır. codec bu işlemi gerçekleştirirken aynı zamanda gönderme işleminin masraflı olmaması için sinyalleri sıkıştırır.
örnek: modem, analog telefon sinyallerinizi öncelikle dijital sinyale çevirir ve daha sonra bu sinyal uzak site tarafından alınırken tekrar analog sinyale çevirir.

compressed video (sıkıştırılmış görüntü):
taşıma işlemini daha küçük boyutlu taşıyıcılar yoluyla gerçekleştirmek için görüntü sinyallerinin boyutu küçültülür.

compression (sıkıştırma):
sinyal yolu ile gönderilen görsel bilgilerin kapasitesini azaltmak, sadece hareket halindeki görsel efektlerde yapılan değişiklikleri göndermekle mümkündür.

bilgisayar destekli eğitim (caı):
bilgisayar yoluyla gerçekleştirilen eğitim, öğrencilerin belli bir alanda uzmanlaşmasını sağlayarak eğitim çevresini iyileştirmeyi hedefleyen bir programdır.

cuseeme:
cuseeme, 1992 yılında cornell üniversitesi tarafından başlatılan, temeli özel bilgisayar paylaşımına dayanan ve internet üzerinden gerçekleştirilen bir masaüstü videokonferans programıdır.

cu-seeme, kullanıcıların birbirleriyle doğrudan, audiovisual (görsel ve işitsel) olarak iletişim kurmasını sağlar. cu-seeme ayrıca, görüntü ve işitme sinyallerini taşımaya yarayan sunucuların (reflektör) yardımıyla birçok kullanıcı arasında bağlantı imkanı sağlar.
cu-seeme, kendi özel bilgisayarını kullananlara oldukça uygun fiyat olanaklarıyla sunulan ilk videokonferans aracıdır.

cyberspace:
insanların bilgisayar ağı üzerinden etkileşim ve iletişim sağladığı en yoğun ortamdır.
cyberspace kelimesi, yazar william gibson adıyla birlikte kullanılmaya başlandı.

''neuromancer'' (1984), suni beyinleri kurtarmaya çalışan bilgisayar kovboyları hakkında yazılmış bir romandır. gibson bu romanıyla hugo ve nebula bilim kurgu ödülünü kazanmıştır.

desktop videoconferencing (masaüstü videokonferans):
kişiye ait bilgisayarlarda, internet üzerinden gerçekleştirilen videokonferanstır.

dial-up teleconference:
birçok farklı yer arasında iletişimi sağlamak için genel telefon hattının kullanılması durumudur.

digital:
voltaja, frekansa ve yere göre şekillenen elektrik sinyalidir. dijital sinyaller analog sinyallere oranla daha hızlı taşınabilir. örneğin dijital cdden dinlenilen bir müzik analog kasetten dinlenilen bir müziğe oranla daha anlaşılırdır.

digital video disk (dvd):
yüksek çözünürlük özelliğine sahip görsel ve işitsel materyaller gibi çok fazla miktarda bilgiyi depolamaya yarayan yüksek yoğunluk özelliğine sahip kompakt disktir.

digital video ınteraktif (dvı):
dijital videoyu, sıkıştırma özelliği ve hareketli görüntülerle birlikte kompakt diske kaydetmeye yarayan formattır.

distance education (uzaktan eğitim):
öğretmen ve öğrencinin birbirinden fiziksel olarak uzak olduğu durumlarda birebir iletişim imkânı ile eğitim sağlayan bir programdır.

distance learning (uzaktan öğrenme):
uzaktan eğitim programı ile hedeflenen sonuçtur.

download (yükleme):
bir bilgisayardan diğerine dosya taşımak için ağdan faydalanılmasıdır.

echo (yankı) etkisini ortadan kaldırma:
videokonferans odalarında meydana gelen akustik yansımayı ortadan kaldırma işlemidir. analog hattın yanlış bir şekilde eşleştirilmesi ile oluşur.

electronik mail (e- mail):
mikrobilgisayar ya da terminallerde olduğu gibi telekomünikasyon bağlantısı ile mesajlar elektronik olarak gönderilip alınabilir.

facsimile (fax):
standart telefon hattı yardımıyla dokusal ya da grafiksel görüntüleri göndermeye yarayan sistemdir.

fiber optik cable:
fiber optik kablo, görüntü, ses ve bilgilerin hızlı bir şekilde gönderilmesini sağlayan saydam bir teldir. kablo, optik fiber adı verilen çok sayıda bilginin ışık hızıyla gönderilmesini sağlayan maddeden yapılmıştır.

file transfer protocol (ftp):
dosya transfer protokolü ile ağ yardımıyla uzakta bulunan bir bilgisayardan bulunduğunuz yerdeki bilgisayara dosya taşıyabilirsiniz.

frekans:
sinyallerde yer alan dalgaların arasındaki boşluğu ifade eder. diğer bir ifadeyle, dalgaların belirlenen bir noktadan geçme sıklığını ifade eder.

frequently asked questions /sıklıkla sorulan sorular (faq):
her hangi bir konu hakkında elde edilebilecek bilgilerin toplu bir şekilde bulunmasıdır. bu bilgilere özellikle www 'yu kullanarak ulaşabilirsiniz.

full motion video:
sitede meydana gelen görsel hareketi olduğu gibi taşımaya yarayan sinyaldir.

fully ınteractive video:
birlikte yerleştirilmesi durumunda iki site birbiriyle karşılıklı, görsel ve işitsel olarak etkileşim sağlayabilir.

home page (ana sayfa):
bir kişi ya da kuruluşun “www” adresini kullanarak oluşturduğu, içinde daha fazla bilgiye ulaşabilmek için temel başlıkların ve linklerin yer aldığı internet sayfasıdır.

host:
diğer bilgisayardan bilgi alabilen bilgisayar ağıdır.

hyper text markup language (html):
web sayfası oluşturmaya yarayan ve “www” adresiyle internette bilgilere erişim sağlayan kodun adıdır.

hypertext transfer protocol (http):
girilen internet adresinin bir “www” sitesi olup olmadığını gösteren bir protokoldür. örneğin “http”, bir “www” adresidir.

hypertext:
internet üzerindeki bir sayfada yer alan bazı resim ve kelimeler, üzerine tıklandığında daha geniş bilgiye ulaşmak için belirginleştirilmiştir. bu tür metin ya da resimlere bu ad verilir.

ınstructional television fixed service (ıtfs):
eğitim amacıyla oluşturulan, mikro-dalga tabanlı, yüksek frekanslı televizyon programıdır.

ıntegrated services digital network (ısdn):
iletişim kanallarının aynı anda ses, görüntü ve bilgi taşımasını sağlayan telekomünikasyon standardıdır.

ınteraktif media:
iki taraflı etkileşimi sağlamak için ya da yine iki taraflı bilgi alışverişini sağlamak için oluşturulan frekans belirtecidir.

ınternet:
amerika hükümetinin başlattığı, öncelikle eğitim amacı hedeflenerek, kaynak ağlarla bağlantı kurma amacı taşıyan uluslararası ağ yapısıdır.

ınternet protokol (ıp):
internet aracılığı ile bilgi yönlendirme ve göndermek için kullanılan uluslararası bir standarttır.

listserv:
birçok bilgisayar kullanıcısının tek bir sisteme bağlanmasını sağlayan e-posta programıdır.

local area network (lan):
bulundukları yer itibariyle sınırlı bir iletişim ağı oluşturmak için birbirine fiziksel olarak bağlı iki ya da daha fazla yerel bilgisayarı ifade eder.

mikrodalga:
düz bir hat üzerinde hareket eden, uydu ve kısa mesafeler için kullanılan elektromanyetik dalgalara denir.

modem:
bir yandan analog hattı boyunca dijital sinyalleri analog sinyallerine çevirirken diğer yandan telefon hattı ile bilgisayarlar arasında etkileşimi sağlayan bir tür araçtır.

mosaic:
ilk browserlardan olup kullanıcıya grafiksel kullanıcı arabirimi yardımıyla web üzerinde gezinme imkânı sağlar. mosaic çalışması ilk olarak urbana-champaign'de yer alan ıllinois üniversitesi'ndeki national center for supercomputing application'da geliştirildi.

multimedia:
iletişim esnasında metin, görüntü gibi bir çok formatı kullanan dokümandır.

multi-point control unit (mcu):
bir merkezden birçok yere videokonferans programı gerçekleştirmeye yarayan, bilgisayar üzerinde anahtar oluşturma sistemidir.

netscape:
ana sayfa oluşturmakta ve “www” ile internetteki sayfalara göz gezdirmekte yardımcı olacak bir çeşit browser yazılımıdır.
netscape navigator olarak, 13 haziran 1994'te uygulanmaya başlanmıştır.

network:
farklı yerlerdeki iletişim kanallarının oluşturduğu bağlantı serisine verilen addır.

narrowband:
düşük kapasiteli iletişim yoludur. yaklaşık 56 kbps'lik ya da daha az hız değerindedir.

on-line:
işletim için önceden hazırlanmış olup aktif durumdadır ve bilgisayar ağına erişim sağlar.

origination site (kaynak site):
telekonferansın gerçekleştirildiği yerdir ve diğer merkezlere dağıtıldığı ana merkeze verilen addır.

point of presence (pop):
dışardan gelen taşıyıcı ile bölgesel taşıyıcının, iletişimi ağa taşımak için birleştiği noktadır.

point-to-point:
iki nokta arasında gerçekleştirilen taşıma işlemidir.

point-to-multipoint:
arada kurulan köprü yardımıyla bir yerden birçok yere gerçekleştirilen taşımadır.

ppp:
kullanıcısına telefon hattı üzerinden internete doğrudan bağlantı kurma imkanı sağlayan yazılım paketidir.

protocol:
bilgisayarlar arasında gerçekleştirilen bilgi transferinde tek bir standarda uymayı sağlayan kurallar bütünüdür.

pulse code modulation (pcm):
audio sinyalinin dijital bilgi olarak sunulduğu yöntemdir. görsel olarak bütün dijital audio sistemleri cd, dat, f1, 1630 formatının ve dash, dcc, md'nin de içinde yer aldığı pcm formatını kullanır.

satellite tv:
görüntü ve ses sinyallerinin dünyanın yörüngesinde dolaşan iletişim araçları (uydular) sayesinde ulaştırılmasıyla oluşturulan yayınlara verilen addır.

serial line ınternet protocol (slıp):
kullanıcısına yüksek hızlı modem yardımıyla doğrudan internete bağlanma imkânı sağlar.

server (sunucu):
genellikle ağ üzerine gelen bilgi yoğunluğunu alan ve bu bilgilere erişimi sağlayan özel bir servis imkânıdır.

slow scan converter:
dar bant kanalı üzerinden görüntü alıp göndermeyi sağlayan araçtır. iki taraflı görsel ve işitsel bağlantılarda bile yüksek çözünürlülük oranını sabit tutar.

synchronous:
katılımcılar arasında aynı anda etkileşimin sağlandığı iletişim şeklidir.
not: on-line olarak gerçekleştirilen canlı sohbet bağlantısı 'synchronous', eş zamanlı iletişime bir örnektir. bu iletişim ortamında yazılım programlarının aynı anda kullanılıyor olması gerekmektedir.

t-1 (ds-1):
yüksek hacimli ses ve bilgileri taşımada kullanılan yüksek hız dijital bilgi kanalıdır. bu kanal sistemi genel olarak sıkıştırılmış video konferanslarında kullanılır. t-1''in 24 adet ses kanalı vardır.

t-3 (ds-3):
iletişimin t-1'e oranla daha hızlı bir şekilde sağlandığı dijital kanaldır.

telecommunication:
kablo, radyo, optik ya da elektromanyetik kanallar ile görsel ve işitsel iletişimin sağlandığı teknolojiler üzerinde inceleme yapan bilimin adıdır.

teleconference:
ses, görüntü ve bilgisayar sistemlerini kullanarak iki ayrı fiziksel mekanda bulunan insan ya da gruplar arasında sağlanan iki yönlü iletişime verilen addır.

transmission control protocol (tcp):
bilgi paketlerinin istenilen sırayla gönderilmesi ya da alınmasına imkan tanıyan protokoldür.

transponder:
dünya istasyonuna tekrar ulaştırmadan önce sinyalleri kuvvetlendiren uydu alıcı-vericisine verilen addır.

uniform resource locator (url):
www'da belirtilen internet üzerindeki ana sayfanın adresidir.

uplink (üst bağlantı):
dünyadaki istasyondan uyduya kadar varan iletişim hattıdır.

video teleconference:
iki yönlü görüntünün gerçekleştiği telekonferanstır.

world wide web (www):
bir kişi, iş grubu ya da bir kurum tarafından oluşturulan ana sayfaya erişim imkanı sağlayan grafiksel hypertext tabanlı internet aracıdır.

geniş bölge ağı (wan):
uzunluğu 1 kilometreyi aşan, seri halde bulunan hattın oluşturduğu bir ağdır.

wideband:
genel olarak 64 kbps'den 1,544 mbps'ye varan kapasite ile iletişim ortamı oluşturmaya yarayan iletişim ekipmanlarından birisidir.

eylül

sarı, turuncu ve kahverenginin tonlarıyla beni mest eden ay. havanın serinlemesiyle yaz bitişi, lisedeyken okul bahçesinde o serinliği hissetmek, rengarenk kırtasiye alışverişiyle heyecanlanmak ve aöf harcını yatırma zamanını kafama vurmak demek.

youtuber

"merhaba arkadaşlar, kanalıma hoş geldiniz." kalıp cümlesini kullanmazsanız eremeyeceğiniz mertebe. bir de asla kullanmadıkları şeyleri tavsiye etmeme şartı vardır. yoksa bazılarının dertleri para olmasa pambık gibi insan olacaklar da...

başınız sağolsun

bir yakının vefat edince söylenir. başkaları bunu sadece söylemiş olmak için söylerler. ölen ölmüştür. geride birçok sevdiğini bırakmıştır. ölen belki iyi bir yerdedir. ama biri söyledi diye her şey normale dönmez ya da acı hafiflemez. acıyı anılar, birlikte geçirilebilmiş güzel günler hafifletir. söylenmesi faydasız sözlerden biridir.

sami

cihan ceylan'ın karikatür karakterlerinden biri. (düz adam sami) adam realistiktir. romantizim ve duygusallık konu dışıdır.

boş yapmak

nereden üretildiği belli olmayan anlamsız bir tümce. işten kaçmak, iş yapmamak anlamına gelir. işten kaçmak, iş yapmamak zaten başka şekillerle anlatılabiliyordu.

pazartesi sendromu

yıllarca nöbetli çalıştıktan sonra, 08-17 çalışmaya başladığımdan beri de henüz girmediğim sendromdur. pazartesi sadece tatilin sonu değil, kendin için de güzel başlangıçların, yeni fırsatların da başlangıcı. diyete vs. pazartesi başlanır, yeni kararlar pazartesi devreye sokulur. hayatla ilgili umudunun oldığunun göstergesidir bir yerde. pazartesinin sendromlu olup olmaması kişiye ve nasıl değerlendirildiğine bağlıdır.

ağda

erkeklerin de mutlaka deneyimlemesi gereken kadın aktivitesi. acı verir.
bu arada kıl pis değildir. hatta kıl olmalıdır. varsa bir sebebi vardır. nasıl bir algı yaratıldıysa kadın kılsız ve pürüzsüz bir cilde sahip olmalıdır. bu da doğamızdan uzaklaştırıldığımız konulardan biri.

bayram temizliği

"bayramdaaann bayramaa" temizliği de denebilir. cam, perde, dolap üstlerini temizlemek vazifeden sayılır.

yüksek sesle konuşan insan

duymada güçlük çekiyor olabilir. kendi duymuyor diye karşısındaki de duymuyor sanar.

sakalsız erkek

öpülmelik ve öptürmeliktir. sakal batmaz, pambık gibidir.

affetmek

konuyu kapatmaktır. öncelikle kendine yaptığın bir iyiliktir. sen gerçekten affedince kafandaki o sayfa kapanır. oradaki alanı kaplayanlar da daha güzel şeyler için tekrar yer açar. senin afdediyor olman karşındakinin haklı olduğunu göstermez. senin kendine değer verdiğini gösterir.

neslican tay

yakalandığı kansere rağmen yüzünü yaşama, umuda, mücadeleye dönen, genç yaşında hastalığı karşısında herbirimize örnek olmuş güzel kız.

kalben

melankolik, derin hisli, o an içinden geçeni şarkılarında senden daha iyi ifade edebilen kişi. bıkmadan dinlediğim, her seferinde dinlemekten zevk aldığım sanatçı.

evi terk etmek

"anamın/babamın evine gidiyom ben!" diye yola çıkmaktır. geride bıraktığın ailen sığınacağın limandır.

yedigöller

ilk çadır deneyimimi yaşadığım yer. yedinci gölü bulamadık(!) ama diğer göller, doğası, renklerin cümbüşüne dalıp gittim hep orada. yalnız dışarıdan çok ziyaretçi alıyor. bununla birlikte çöp yığınları ve tuvaletlerin pisliği can sıkıcı. mümkün olduğunca en az atık bırakarak, doğanın, renklerin, suyun iyileştirici gücünü hissedip zarar vermeden oradaki zamanınızı doldursak pek güzel olur.

dinazorus bülentus

her ne anlatıyorsa ağzının içine baktırıp dinlettiren kişidir. sohbetinden sıkılmazsınız.

pazar yeri

hala anne evinde yaşıyorken dağınık olması sebebiyle odama annem tarafından takılan isim. annem tatlı şekilde söyleme, uyarılar, ciddileşme ve sabrı sonunda oda hala düzelmeyince, kapıyı kapalı tutarak eve gelen insanların odayı görmesini engellemiştir.

evlilik hediyesi

hediye almak yerine para ya da altın olarak verilse daha çok dua getirisi olan durum. çünkü, senin zevkin benim evime uygun olmayabiliyor. çeyiz diye önceden alınan şeyler için bile evde kullanılacak yer bulunamazken çoğu zaman, başkasının getirdiği hediye ev kalabalığı olabiliyor.

lazlar

usta olduklarını iddia edenlerden uzaklaşılması gerekir. laz usta diye bir şey vardır, üzer. inşaat işleri özellikle onlara bırakılmamalıdır.
  • /
  • 4

pambık gibi bulutlar

ceyhun zeynalov'un reggie parçası. hem güzeldir hem de komik.
dilinize pelesenk olur

Toplam betim sayısı: 64

sözlük yazarlarından hikayeler

bir gün bir terziyle yamağı varmış. terzi, yamağının artık her şeyi yapabildiğine emin olmak için bir öneride bulunmuş. aynı anda ikisi de bir elbise dikecekmiş. aynı anda başlamışlar. ikisi de harıl harıl çalışmışlar. terzi, yamaktan daha önce bitirmiş. yamak da bu işin sırrını sormuş ustasına. o da "ipini kısa tut." demiş. (gereksiz bilgi) okuduysanız teşekkürler.

çocukla tatile çıkmak

onlarla tatile gitmesem de mi pişman olsam, gitsem de mi pişman olsam dedirtir.

perde asmak

evde erkeklere itelenecek bir iş kolu.

kalben

melankolik, derin hisli, o an içinden geçeni şarkılarında senden daha iyi ifade edebilen kişi. bıkmadan dinlediğim, her seferinde dinlemekten zevk aldığım sanatçı.

ağda

erkeklerin de mutlaka deneyimlemesi gereken kadın aktivitesi. acı verir.
bu arada kıl pis değildir. hatta kıl olmalıdır. varsa bir sebebi vardır. nasıl bir algı yaratıldıysa kadın kılsız ve pürüzsüz bir cilde sahip olmalıdır. bu da doğamızdan uzaklaştırıldığımız konulardan biri.

evi terk etmek

"anamın/babamın evine gidiyom ben!" diye yola çıkmaktır. geride bıraktığın ailen sığınacağın limandır.

göt

ağzımı doldurarak söylediğimde karşımdaki kişiye en çok yakıştırdığım söz.

akrep burcu

akrep nalan gibi bir şeydir.
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.