Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır.
Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.
daha fazla bilgi
kafası koca erkek değil her şeyi bildiğini sanan her yaptığını süper kahraman yaptı zanneden, kafasının içinde beyin değil saman olan erkek.
bir kilo demir mi bir kilo pamuk mu gibi...
bir çok erkeğin içinde makinenin nasıl çalıştığını öğrenmek, bir sürü galiz küfür öğrenmek, hepsinden daha baskın olmaktır.
ağıza alınmayacak küfür ve kelimeleri bir çırpıda söyler geçersiniz. hala bu öğrencilik hayatı meslek lisesinden geliyorsa, kaavede pişpirikten tut, toplanıp yan sınıfı dövmeye gitmeye kadar her şeyi barındırır.
inanılmaz sancılı, içten içe çekilme hissi veren kanamalı dönem.
kadın bedeni kendi içindeki yumurtayı kanama yolu ile atıyor genel anlatımı bu şekilde.
modern olimpiyat oyunları’nın kurucusu baron pierre de coubertin, eski bir arkadaşı olan rahip didon’un öğretmenlik yaptığı okulun bayrağına yazdırdığı sözcükleri olimpiyat oyunları ruhuna uygun bulduğundan aynen almış ve simge yapmıştır. bu üç latince sözcük, “daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü” anlamına gelir.
özellikle bacakların şişip, genişlemesi biçiminde ortaya çıkan bu hastalığa toplum arasında gelincik, tıp dilinde elefantiasis adı verilir. nedeni lenf kanamalarının iltihaplanıp, şişmesidir.
kalp krizi. kalbi besleyen büyük damarlardan birinin aniden tıkanması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. enfarktüs krizi geçiren hasta; kalp bölgesinde ani bir ağrı hisseder. bütün benliğini ölüm korkusu sarar. nefes almakta zorluk çeker. yapılacak ilk iş, hastanın 45 derece bir meyille oturmasını sağlamaktır. sonra; vakit geçirmeden hekim çağrılır. enfarktüs krizini atlattıktan sonra net istirahat ve hekimin dediklerine uymak şarttır.
sözlükte bir konu seçsek ve bir yazar bu konu hakkında hikayeye başlasa, sonradan gelen yazarlar da hikayeye uygun olarak bir şeyler yazsa ve yazıp, okuyup gülsek eğlensek ve konuya parmak bassak?
dante alighieri'nin divina commedia eserlerinde cehenneme giden huyların ve davranışların açıklandığı günahlar silsilesi.
üzerine bir çok film ve oyun yazılıp oynandı.
hristiyanlık inancına göre cennet yaşamından perdeli olarak yaşamak ve cennetten kovulmak için gerekli şeylerdir. pek haksız da değil gibi.
önce bindirim sonra indirim. yersen indirimi.
bakındım etrafa %11 mega indirim yapmış. bu ne yahu, ne indirimi. bizim topal osman'a gitsen o da bu indirimi yapıyor.
16 aralık 1770 - 26 mart 1827 arası yaşamış alman besteci.
ludwig van beethoven bonn’da 8 oğlu da engelli olan babanın oğludur. o da kardeşileri gibi engellidir ve kulağı neredeyse duymaz. ilk müzik eğitimini babasından alıır. babası alkoliktir ve müsizyendir. oldukça serttir . çocukluk döneminde kilisede piyano çalarak ailesinin geçimine katkıda bulunur. çocukluğu mutsuz geçer .
spoiler!
babası utanmasa sokakta müzisyenlik yaptırıp dilendirecekmiş. bu hikayeler çok tanıdık geliyor değil mi? demekki insan değişmiyor sadece şartlara göre anlayış değişiyor.
1787 yılında mozart'la çalışmak umuduyla viyana'ya gider ve hastalığı nedeniyle bonn’a geri döner. annesi vefat eder.
1792 yılında viyana’ya giden beethoven klasik müziğin ünlü bestecisi joseph haydn’ın yanında çalışmaya başlar ve siyah kuğu hikayesi burada da yaşanır. joseph haydn kısa sürede beethoven’ın üstün yeteneğini fark eder ve ve her konuda ona destek olur.
beethoven, başlarda besteci olarak değil piyanist olarak adını duyurur. daha sonra yaptığı bestelerle klasik müziğin 19. yüzyılın sonuna kadar yaşayan tüm müzisyenlerini etkiler ve kendine ait bir akım oluşturur.
beethoven’ın dokuz senfonisi, beş piyano konçertosu, bir keman konçertosu, bir piyano, keman ve çello için üçlü konçerto, otuz iki piyano sonatı ve birçok oda müziği eseri var.
sadece bir opera olarak fidelio, bestelemiştir. ilk senfonisini 1800 yılında yapmıştır. 3. senfonisini, eroica olarak da bilinir, napolyon’a avrupa’ya demokrasi getirdiği için adamıştır.
ancak daha sonra napolyon kendini imparator ilan ettiğinde bu adamayı geri almıştır. 9. senfoni ise en çok bilinen ve bugün avrupa birliği marşı da olan en çarpıcı senfonisidir.
beethoven çok titiz çalışan bir müzisyen. müziği, ifade gücü ve teknik olarak çok farklı bir yer var bende. beethoven, haydn ve mozart’tan devraldığı prensipleri geliştirir ve daha uzun bestelerin yolunu açar. özellikle op. 109 piyano sonatıyla klasik müziğin romantik dönemini başlatır.
yaşamı boyunca sağlık problemleri çeken beethoven 1801’de işitme problemleri yaşamaya başlamış ve 1817’de tamamen sağır olmuşur. bu dönemden sonra sağırlığı müzik yaşamını hiçbir şekilde etkilememiştir. 9. senfoniyi sağırlık döneminde bestelemiştir.
1827 yılında 56 yaşındayken dünyaca tanınan bir besteci olarak siroz hastalığı nedeniyle vefat etmiştir ve cenazesine otuz bine yakın insan katılmıştır. o günkü şartlara göre çok büyük bir rakam.
beetoven’da beni en etkileyen şey gözlerinizi kapatıp dinlediğinizde sanki notalar gözünüzün önüne geliyor olması.
ludwig van beethoven'ın gözleri görmeyen küçük bir kız için yazdığı sonat. ay ışığı sonatı.
beethoven yalnız, mutsuz bir çocukluk geçirir. zaten sağırdır ve kimsenin kendini anlamadığını düşünür ve intihar eşiğine kadar gelir. intihara karar verir ve hatta vasiyetini bile hazırlar. . gözleri görmeyen kız aslında ay ışığını hiç göremeyecektir. bu, beethoven’a yaşama bakışını tamamen değiştirecektir. gözleri görmeyen genç kızın ay ışığını hiç görememiş ve göremeyecek olması bethooven’ı fazlasıyla derinden etkiler ve o da hayata sarılır.
bir gün viyana’da arkadaşıyla gezerken bir sokakta güzel bir piyano sesi duyar ve mutlaka çalan kişiyle tanışmak ister.
arkadaşına dönüp , çalan kişinin muhteşem çaldığını ve onu görmesi gerektiğini söyler.
apartmana çıkarlar ve kapıyı çalarlar . kapıyı açan kadın, beethoven’ı hemen tanır. beethoven, piyano sesi için geldiğini ve çalan kişiyle tanışmak istediğini söyler. kadın, piyanoyu çalanın kızı olduğunu ve tanışmaktan mutlu olacağını belirterek beethoven ve arkadaşını içeri alır.
annesi kıza, beethoven’ın geldiğini söyler ve küçük kız çok heyecanlanır, hemen ayağa kalkar, fakat kız görme engellidir.
spoiler!
biliyorum tam türk filmi gibi ama hikaye böyle napıyım. biraz idare edin. senaristlere daha iyisini çalıştıramamışlar.
bunu gören beethoven ise, “lütfen benden bir şey isteyin.” der, maddi bir şey isteyeceklerini düşünerek. kızın cevabı şu olur; “ben hiç ayışığı görmedim, bana ayışığını anlatır mısınız?” bu durumdan etkilenen beethoven, bunun üzerine piyanonun başına geçer ve ayışığı sonatı’nı(moonlight sonata), doğaçlama olarak besteler.
spoiler!
sonunda evlenirler çook mutlu yaşarlar diyecektim ama maalesef öyle bir şey olmuyor.beethoven kızı orada bırakır aşağı iner fırından iki ekmek alır ve akşama iki yumurta kırıp menemen yapıp yer. bu satırlarımı içinden beyaz atlı prens çıkan hikayelere aldananlar için gönderiyorum
aslında ay ışığı sonatı gözleri görmeyen bir kişiye ay ışığını anlatır.
spoiler!
başlığı benim açmam eski yazar olmanın vermiş olduğu bir şans olsa gerek
yıllar sonra olsa da yeniden karşılaşılan can dosttur k(gizli:adın sözlüğü).
eskiden bu sözlük herkesin birbirini bilmeden tek vücut olabileceğini, arkadaş olmak için bir geçmişe sahip olunması gerekmediğini, iyiyi yapmak için illa bir neden olmadığını simgelerdi bizim için.
sözlükte bir çok tartışma, bir çok restleşme gördüm ama hiç biri saygısızlık seviyesinde değil ve yapıcıydı. tekrar hayatıma girdiğin için sağol kadın sözlüğü. iyi ki varsın.
ludwig van beethoven'ın gözleri görmeyen küçük bir kız için yazdığı sonat. ay ışığı sonatı.
beethoven yalnız, mutsuz bir çocukluk geçirir. zaten sağırdır ve kimsenin kendini anlamadığını düşünür ve intihar eşiğine kadar gelir. intihara karar verir ve hatta vasiyetini bile hazırlar. . gözleri görmeyen kız aslında ay ışığını hiç göremeyecektir. bu, beethoven’a yaşama bakışını tamamen değiştirecektir. gözleri görmeyen genç kızın ay ışığını hiç görememiş ve göremeyecek olması bethooven’ı fazlasıyla derinden etkiler ve o da hayata sarılır.
bir gün viyana’da arkadaşıyla gezerken bir sokakta güzel bir piyano sesi duyar ve mutlaka çalan kişiyle tanışmak ister.
arkadaşına dönüp , çalan kişinin muhteşem çaldığını ve onu görmesi gerektiğini söyler.
apartmana çıkarlar ve kapıyı çalarlar . kapıyı açan kadın, beethoven’ı hemen tanır. beethoven, piyano sesi için geldiğini ve çalan kişiyle tanışmak istediğini söyler. kadın, piyanoyu çalanın kızı olduğunu ve tanışmaktan mutlu olacağını belirterek beethoven ve arkadaşını içeri alır.
annesi kıza, beethoven’ın geldiğini söyler ve küçük kız çok heyecanlanır, hemen ayağa kalkar, fakat kız görme engellidir.
spoiler!
biliyorum tam türk filmi gibi ama hikaye böyle napıyım. biraz idare edin. senaristlere daha iyisini çalıştıramamışlar.
bunu gören beethoven ise, “lütfen benden bir şey isteyin.” der, maddi bir şey isteyeceklerini düşünerek. kızın cevabı şu olur; “ben hiç ayışığı görmedim, bana ayışığını anlatır mısınız?” bu durumdan etkilenen beethoven, bunun üzerine piyanonun başına geçer ve ayışığı sonatı’nı(moonlight sonata), doğaçlama olarak besteler.
spoiler!
sonunda evlenirler çook mutlu yaşarlar diyecektim ama maalesef öyle bir şey olmuyor.beethoven kızı orada bırakır aşağı iner fırından iki ekmek alır ve akşama iki yumurta kırıp menemen yapıp yer. bu satırlarımı içinden beyaz atlı prens çıkan hikayelere aldananlar için gönderiyorum
aslında ay ışığı sonatı gözleri görmeyen bir kişiye ay ışığını anlatır.
spoiler!
başlığı benim açmam eski yazar olmanın vermiş olduğu bir şans olsa gerek
admine ses duyurma aparatı, şeysi. eskiden sözlükte böyle bir başlık vardı ve direkt admine buradan belli şeyleri yazardık.
mesajları ve başlığı mutlaka yönetim takip ediyor ve cevap geliyor.
erkeğin oluyor da kadının olmaması mümkün olmayan abazan.
sabah işe gidiyorum dolmuşta bir baktım kadının teki bir erkeği sıkıştırıyor, göz süzüyor. adam da tövbe tövbe nereden çıktı bu havasında. bir şey söylese kadın belli ki kendini savunacak ve adamı suçlayacak. erkek ne yapacağını bilemedi. gözlerindeki çaresizliği görmeliydiniz.
kadının da canı ister mutlaka ama kadın erkek fark etmez bunu dışarıda yaşamak abes, sapıklık resmen
doğanın temel kuvvetlerinden biri, tüm maddeler arasında var olan bir kuvvet. bu kuvvet manyetik, elektriksel, elektromanyetik ve çekirdek içinde etkin olan nükleer kuvvetlerden daha zayıf olup, maddenin iç yapısında rol oynamaz.
ludwig van beethoven'ın gözleri görmeyen küçük bir kız için yazdığı sonat. ay ışığı sonatı.
beethoven yalnız, mutsuz bir çocukluk geçirir. zaten sağırdır ve kimsenin kendini anlamadığını düşünür ve intihar eşiğine kadar gelir. intihara karar verir ve hatta vasiyetini bile hazırlar. . gözleri görmeyen kız aslında ay ışığını hiç göremeyecektir. bu, beethoven’a yaşama bakışını tamamen değiştirecektir. gözleri görmeyen genç kızın ay ışığını hiç görememiş ve göremeyecek olması bethooven’ı fazlasıyla derinden etkiler ve o da hayata sarılır.
bir gün viyana’da arkadaşıyla gezerken bir sokakta güzel bir piyano sesi duyar ve mutlaka çalan kişiyle tanışmak ister.
arkadaşına dönüp , çalan kişinin muhteşem çaldığını ve onu görmesi gerektiğini söyler.
apartmana çıkarlar ve kapıyı çalarlar . kapıyı açan kadın, beethoven’ı hemen tanır. beethoven, piyano sesi için geldiğini ve çalan kişiyle tanışmak istediğini söyler. kadın, piyanoyu çalanın kızı olduğunu ve tanışmaktan mutlu olacağını belirterek beethoven ve arkadaşını içeri alır.
annesi kıza, beethoven’ın geldiğini söyler ve küçük kız çok heyecanlanır, hemen ayağa kalkar, fakat kız görme engellidir.
spoiler!
biliyorum tam türk filmi gibi ama hikaye böyle napıyım. biraz idare edin. senaristlere daha iyisini çalıştıramamışlar.
bunu gören beethoven ise, “lütfen benden bir şey isteyin.” der, maddi bir şey isteyeceklerini düşünerek. kızın cevabı şu olur; “ben hiç ayışığı görmedim, bana ayışığını anlatır mısınız?” bu durumdan etkilenen beethoven, bunun üzerine piyanonun başına geçer ve ayışığı sonatı’nı(moonlight sonata), doğaçlama olarak besteler.
spoiler!
sonunda evlenirler çook mutlu yaşarlar diyecektim ama maalesef öyle bir şey olmuyor.beethoven kızı orada bırakır aşağı iner fırından iki ekmek alır ve akşama iki yumurta kırıp menemen yapıp yer. bu satırlarımı içinden beyaz atlı prens çıkan hikayelere aldananlar için gönderiyorum
aslında ay ışığı sonatı gözleri görmeyen bir kişiye ay ışığını anlatır.
spoiler!
başlığı benim açmam eski yazar olmanın vermiş olduğu bir şans olsa gerek
kalp krizi. kalbi besleyen büyük damarlardan birinin aniden tıkanması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. enfarktüs krizi geçiren hasta; kalp bölgesinde ani bir ağrı hisseder. bütün benliğini ölüm korkusu sarar. nefes almakta zorluk çeker. yapılacak ilk iş, hastanın 45 derece bir meyille oturmasını sağlamaktır. sonra; vakit geçirmeden hekim çağrılır. enfarktüs krizini atlattıktan sonra net istirahat ve hekimin dediklerine uymak şarttır.
yıllar sonra olsa da yeniden karşılaşılan can dosttur k(gizli:adın sözlüğü).
eskiden bu sözlük herkesin birbirini bilmeden tek vücut olabileceğini, arkadaş olmak için bir geçmişe sahip olunması gerekmediğini, iyiyi yapmak için illa bir neden olmadığını simgelerdi bizim için.
sözlükte bir çok tartışma, bir çok restleşme gördüm ama hiç biri saygısızlık seviyesinde değil ve yapıcıydı. tekrar hayatıma girdiğin için sağol kadın sözlüğü. iyi ki varsın.
sözlükte bir konu seçsek ve bir yazar bu konu hakkında hikayeye başlasa, sonradan gelen yazarlar da hikayeye uygun olarak bir şeyler yazsa ve yazıp, okuyup gülsek eğlensek ve konuya parmak bassak?
admine ses duyurma aparatı, şeysi. eskiden sözlükte böyle bir başlık vardı ve direkt admine buradan belli şeyleri yazardık.
mesajları ve başlığı mutlaka yönetim takip ediyor ve cevap geliyor.
pozitif ayrımcılığın geldiği son nokta. kadına şiddet olarak bilinen yasanın kadına verdiği geniş yetki. kadının beyanı delile bakılmaksızın doğru kabul edilecek.
yani kadın kafasına koyduğu erkeği daha doğrusu hedefi istediği gibi suçlayacak ve böyle bir şey olmadığını da erkeğin ispat etmesi gerekecek.
kadın o kadar haklı ki asında ona haksızsın demek bile bir şiddet unsuru haline geliyor.
yasanın bu hali çok aileler çökertir, çok insanın ahını aldırır benden söylemesi.
bir erkek eğer bir çok kadın veya kızla konuşuyorsa, her lafının başı sevişme veya cinsellikse, davranışları hep cinsellik üzerineyse mutlaka bir kız erkeğin ırzına geçmiştir.
spoiler!
ne kadar itici geldi değil mi?
aynı şey size söylenince erkek bundan zevk alıyor hal bu ki.
hey hey hey! dostum şimdi sakince elindeki mouse'u yerine bırak ve yazacaklarımı oku.
bir insanın ikinci sınıf olmasını ancak kendi belirler. hoop ben seni ikinci sınıf yaptım yok birinci sınıf yaptım gibi şeyler ancak çizgi filmlerde oluyor. seni lord ilan ediyorum!!!
kime göre diye sorarlar. evet belli konularda kanunen zorluklar var hem kadın hem de erken için ama bu kesinlikle bir bahane veya ardına sığınılacak bir şey değil.
işin kötü tarafı erkek veya kadının bunu kabul etmesi ve bunu yaşıyor olması. siz kabul etmedikçe kimse size ikinci sınıf muamelesi yapamaz.
her kadının rüyası, evlilik veya erkeğin sevgisini gösterdiği yüzük.
bilirsiniz işte erkek dizlerinin üzerine çöker ve benimle evlenir misin der ve konfetiler patlar, havayi fişekler gök yüzünü kaplar, kadının kalbi yıllarca beklediği anı yaşar.
tek taş yüzüğün cevabı her daim"evet"tir. düşünsenize aşkınız size aşkını söylemek için pahalı bir yol bulmuş, size değer verdiğini göstermiş ve size teslim olmuş, dizlerinin üzerinde ve size bakıyor. bu işe yarar tek taş yüzük.