@fairy tale

Yazar

Durum: 214 - 0 - 0 - 0 - 27.01.2021 20:44

Puan: 764 -

6 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 11

best seller

dönemsel olarak en çok satan kitap anlamında kullanılan edebiyat jargonu.

tavuk suyu çorba

hıncal uluç'un köşesinde yazdığı hikayelerden oluşturduğu, içinizi ısıtacak hikayeler söylemiyle çıkan bir dönemin best seller kitabı

baba kız ilişkisi

hayatta bulabileceğiniz en saf en naif ilişkidir. anne elbette çok önemli ama baba hayata hazırlayan, hayatı öğreteni sırtında, tepesinde dolaştığınız, iddia ediyorum nazınızın geçtiği tek kişidir.

seni seviyorum baba. her ne kadar uzak olsan da.

babasının kızı olmak

bir kızın hayatının şekil alması, en sevdiği erkeğin kim ne derse desin babası olmasıdır.
neredeyse ilklerinizin hepsini onda yaşarsınız. geri kalan her şey sadece kötü bir kopya halini alır.
baba kız ilişkisi hep farklıdır. bunu ancak iki kişi anlar. baba ve kızı.

kız babası olmak

gönül

fikret abiyi de yad etmeden olmazdı

gönül

gönül, kalbin makamıdır.
tasavvufta her şeyin var oluş mekanı, her şeyin kendini bilme makamıdır.

biraz daha anlaşılır olsun; kendin olarak bildiğin her şeyi kendinden bilme halidir.
onun için kalp kırmak,gönül almak çok önemlidir.

insan kendi kalbini kırar, kendi gönlünü alır her ne kadar karşısında diye bilse de her şeyi.

fikret kızılok

geçler hatırlamaz belki ama bir dönemin, bir kuşağın kalbine dokunan nadir sanatçılardan.

münir fikret kızılok, türk rock müziği sanatçısıdır. 1946 yılında istanbul'da doğdu. 22 eylül 2001'de bir hastanede uzun süredir çektiği kalp hastalığı yüzünden hayatını kaybetti. hafif türk müziği için rock tınıları ve deneysel çalışmalarıyla yakın dönemin en önemli sanatçılarından biridir.

yıllar geçse de üstünden bu kalp seni unutur mu

fikret kızılok'un neredeyse en çok hatırlanan parçası

hadi hep beraber söyleyelim. aşağıya hem sözlerini hem de videosunu bırakıyorum. ona göre.

yıllar geçse de üstünden
bu kalp seni unutur mu
kader gibi istemeden
bu kalp seni unutur mu
bir hasretlik yüzün vardı
içinde bir hüzün vardı
söyleyecek sözüm vardı
bu kalp seni unutur mu
bu kalp seni unutur mu
bu kalbim seni unutur mu
bir hasretlik yüzün vardı
içinde bir hüzün vardı
söyleyecek sözüm vardı
bu kalp seni unutur mu
bu kalp seni unutur mu
bu kalbim seni unutur mu
anlamı yok tüm sözlerin
sensiz geçen gecelerin
yaşanacak senelerin
bu kalp seni unutur mu
bambaşka bir halin vardı
farketmeden beni sardı
benliğimi benden aldı
bu kalp seni unutur mu
bu kalp seni unutur mu
bu kalbim seni unutur mu
bambaşka bir halin vardı
farketmeden beni sardı
benliğimi benden aldı
bu kalp seni unutur mu
bu kalp seni unutur mu
bu kalbim seni unutur mu
bana aşkı veren sendin
sonra alıp giden sendin
yollarımız ayrı derdin
bu kalp seni unutur mu
oysa düşlerim başkaydı
birden bire yarım kaldı
yaşanacak çok şey vardı
bu kalp seni unutur mu
bu kalp seni unutur mu
bu kalp seni unutur mu
oysa düşlerim başkaydı
birden bire yarım kaldı
yaşanacak çok şey vardı
bu kalp seni unutur mu
bu kalp seni unutur mu
bu kalp seni unutur mu
her gün akşam yastığımda
üşüyorum yokluğunda
yaşıyorum boşluğunda
bu kalp seni unutur mu
bambaşka bir halin vardı
farketmeden beni sardı
benliğimi benden aldı
bu kalp seni unutur mu
bu kalp seni unutur mu
bu kalp seni unutur mu
bambaşka bir halin vardı
farketmeden beni sardı
benliğimi benden aldı
bu kalp seni unutur mu
bu kalp seni unutur mu
bu kalp seni unutur mu

besteciler: fikret kızılok

gönül macerası

yıllar geçtikten sonra bir hoş sada olarak kalacak anılardan biri, yaşarken en hızlı akan nehir, sevdiğin gözüne baktığında patlayan bir volkan gibi hissettiren macera.

tabi her macera bu şekilde değil.
kimi komedi macera, kimi belgesel macera veya dram macera karışımı olabiliyor.

yıllar geçse de üstünden bu kalp seni unutur mu

lohusa yatağında bıçaklanan kadın

lohusa psikolojisi yanlışlıkla kocasının hissettiği kadın. dur kardeş doğuran senin eşin. sen değil. sen iki saat kapıda bekledin, biraz da dert çektin diye öyle hemen fıydıramazsın bıçaklayarak.

sevgi

kişinin kendini bulduğu, kendi gibi hissettiği sonu aşka dayanan duygu bıdısı.

sevgi her duyguyu barındırır ve absorbe eder. hepsini nötralize eder. kapsar yani. aş ise sevgilerin hepsini.

sözlüğün sadece sözlük olmaması

dışarıdan baktığında sözlük sanki sessiz sedasız gibi gözüküyor ama yazarların kalbinde büyük yeri var. bir çok yerde yazıyorum, bir çok yerde de takılıyorum ama bu sözlük ve ortamı farklı. dostluk var, samimiyet var, hesapsızlık var.
sanal ortamda bunu sağlamak zordur aslında.
buradan bizi izleyen sayın halkımız adına sözlükteki bütün yazarlara ve sözlük yöneticilerine teşekkür ediyorum.
bi-ki bir ki deneme.

kürkçü dükkanı

tilkinin dönüp dolaşıp geldiği yerdir. derisi yüzülmüş mü gelir yoksa kendi ayağıyla mı orasını hikayeyi anlatan bağlasın.

sunshine

beğenerek okuduğum ve takip ettiğim yazar. anladığım kadarıyla anne içgüdüleri yüksek, kimsenin kırılmasını istemeyen ve genel ortamın huzurlu olmasına çaba gösteren kişidir.
umarım günün birinde karşılaşırız ve sarmaş dolaş oluruz.
yazılarımı veya yazdığım konuları çok fazla sevmiyor ve bunu anlıyorum. yalnız bir konuda değerlendirme olması için farklı noktalardan da bakabiliyor olmak gerekir. ateşin yakıcılığı, su ile ölçülür.
 spoiler!
yine edebiyat parçalıyor diyorsun biliyorum
sadece ateş olan bir ortamda olmuş olsan ve su'yun anlamını bilmesek bize ateş normal gelirdi.

bugün emine bulut vefat etti. bunun suçlusu hepimiziz aslında. çocuğunu 4-5 nesildir açık fikirli, doğru düşünen veya sadece kadına da değil kendine saygılı olmasını öğretemeyen ve bahane olarak erkek şiddetini gösteren bir kadın algısı var. bu kadınların eğittiği büyüttüğü kız çocukları, erkek evlatları var.

kasacası sevgili sunshine hayat bumerang gibidir biz hep karşıda olduğunu düşünürüz ama o bumerang bizim elimizden, dilimizden, düşüncemizden çıkmıştır ve eninde sonunda bizi bulur.

bana nasıl baktığın inan senin kendi bumerang'ın ben seni tüm kalbimle seviyorum.

fairy tale

alexander rybak'ın 2009 eurovision yarışmasına norveç adına azerbaycan'ın başkenti bakü'de katıldığı ve yarışmayı kazanığı parça

necefli maşrapa

trt'nin ilk yıllarında sansür ve teknik arızanın sembolü. trt veya devlet mavi ekran verdiğinde akla gelen nadide maşrapa.

eşini seviyorum aramızdan çekil

 spoiler!
yaşanmış gerçek bir hikayedir.

günün birinde kadının biri sizi karşınıza çekse ve aynen " eşini seviyorum ve onunla birlikteyim. seni aramızda görmek istemiyorum. eşinden derhal boşanacaksın" derse tepkiniz ne olur?
olayın baş kahramanı, gözü dönmüş kart zampara erkek, dönemin kudretli t.c. başbakanı adnan menderes'tir.
açık tehdit alan adam donar kalır.çaresizdir.
karısıyla birlikte olduğunu, onu sevdiğini ve aralarından çekilmesi gerektiğini yüzüne tokat gibi haykıran kişi muktedir bir tek adamdır.
direktifi havada asla asılı kalmayacak sevilen, sayılan, korkulan bir başbakan'dır.
genç bir avukat olan 1899 doğumlu adnan menderes, izmir'in saygın ailelerinden evliyazadelerin eğitimli, güzel kızları fatma berin hanımefendiyle 1929 yılında evlenir.
adnan bey 30, berin hanım 24 yaşındadır.
1905 doğumlu berin hanım zarif, bakımlı, güzel bir kadın olmasının yanı sıra evinde hamarat, şefkatli bir annedir.
biri bebek sayılabilecek (aydın menderes) sağlıklı 3 erkek çocuk annesidir.
adnan bey 2 yıl sonra 1931 yılında chp milletvekili olarak parlamentoya girmiş ve peş peşe 4 ayrı seçimde aydın milletvekili olarak seçilmiş, 1945 yılında toprak reformu konusundaki aykırı çıkışları sonucu chp'den ihraç edilmiştir.
onu siyasete sokan kişi ise ulu önder atatürk'tür.
atatürk, bir toplantıda izlediği genç hukukçuyu beğenir ve etrafındakilere "bu çocuğa sahip çıkın. önemli vazifelere gelebilir" demiştir ve dedikleri de kısa yaşamının her evresinde görüldüğü gibi aynen gerçekleşmiştir.
adnan menderes bir süre sonra kendisi gibi chp'ye küskün celal bayar, fuad köprülü, refik koraltan ve fatin rüştü zorlu ile demokrat parti'yi kurar.
türkiye'nin çok partili ilk seçimi olan 1950'de yüzde 52.7 oy almalarına rağmen seçim sisteminin bir lütfu olarak 420 milletvekiliyle meclis'e girerler.
türkiye artık -izleri bugün de net görülen- yeni bir döneme adım atmıştır.
türkiye'nin sevk ve idaresi hızla değişmekte, kamu yönetimini dp yandaşları doldurmaktadır.
aynı yıl, yani 1950'nin sonbaharı'nda ziraat bankası genel müdürü mithat dülge ankara'da görkemli bir resepsiyon verir. onur konuğu olarak başvekil menderes'te kalabalık salonda bulunmaktadır.
gözleri salonda genç bir kadına zumlanır.
ceylan görünümlü bu afet, adnan beyimizin adeta kalp ritmini bozar.kimdir bu eşsiz peri kızı?.yanındaki dp sakarya milletvekili rıfat kadızade'ye sorar. rıfat bey, daveti veren mithat beyin yeğeni, henüz tanınmayan genç opera sanatçısı ayhan aydan olduğunu söyleyince, adnan bey cazibeli, güzel kadına doğru yönelir.
adnan bey o akşam ayhan hanımla sohbeti koyulaştırır ve protokol kurallarını bir yana bırakarak yanına kimseyi yanaştırmaz, birlikte bahçeye çıkıp içkilerini yudumlarlar.romantik bir birlikteliğin ve drama senaryolarına konu olacak görülmemiş aşkın ilk adımı atılmıştır artık.
menderes henüz öğrenmemiştir ama ayhan hanım evlidir, üstelik 6 yaşında bir de oğlu vardır.
sıhhıye semtinde sağlık bakanlığı'nın yanındaki sokakta, bir apartmanın giriş katında kiracı olarak oturmaktadır.
ve ertesi gününe bambaşka bir ayhan olarak başlar.
sabah kapı çalar.
karşısında takım elbiseli, asker gibi saygılı duran bir kişi, önüne bakarak, başvekilin selam ve hürmetleriyle, naçizane hediyesini getirdiğini söyler
hediye dediği nesne, kapıda duran son model bir amerikan otomobildir.
1950 yılında ankara kaşık kadar bir yerdir.
bir ucundan diğer ucuna yarım saatte yürümen mümkün. ulus, sıhhıye ve kızılay. neredeyse hepsi bu.
nüfus desen sahil köyü kadar. birbirini tanımayan yok.özel aracı olan insan sayısı ise parmakla sayılacak kadar az.buzdolabının bile henüz evlere girmediği 1950 yılından söz ediyoruz.
bugün bir çılgın aşığın sevgilisine boeing uçak hediye ettiğini düşünün. olay aynen bu.
bu beklenmedik yıldırım aşk çok kısa sürede ankara'da duyulurken başvekilimiz de çocuklu, evli bir kadına aşık olduğunu öğrenmiştir artık.
ancak gönül ferman dinlemez.

sevda şerbetini içmiştir artık.
adnan bey 51 yaşında, 21 yıllık evlidir.bu ilişki onu bir anda sanki 30 yaşına döndürmüştür.ayhan hanımla her gün görüşmeye, konuşmaya başlar.dahası, bazı önemli resmi görüşmeleri ve randevuları bile iptal edip makam aracıyla sevgilisine gidip saatlerce orada kalmaktadır.
devlet adamlığı ciddiyetiyle bağdaşmayan bu davranışları başbakan'ın yakın çevresi de onaylamamaktadır ancak hiç kimse ona dur deme cesaretini gösterememektedir.sadece ayhan hanımın annesi kızını kenara çekerek bu ümitsiz aşktan hemen kopmasını, yoksa herkes için katlanılması çok zor sonuçlar doğuracağını söyler.
kimselerin göremediğini, bilemediğini, duyamadığını ve hissedemediğini görebilen annenin hissiyatıdır.öyle bir terazidir ki, gerçekleri miligramla tartar. asla şaşmaz.
ve tarihin akışında anne haklı çıkacaktır.ayhan hanımın kocası evden uzaklaşır, oğlu londra'ya gönderilir ve 14 yaşındayken trafik kazasında ölür.
opera sanatçısı ayhan hanımla başbakan adnan beyin aşklarının meyvesi ise beklenenden çok erken dünyaya gelir. evde doğan erkek bebek ancak 7-8 saat yaşadıktan sonra gözlerini kapatır. bu bebek halen cebeci asri mezarlığı'nda yatmaktadır. mezarlık ve defin kayıtlarında sadece annesinin, yani ayhan aydan'ın adı geçer.
bu olay yassıada duruşmalarının ünlü "bebek davası" olarak anılarda yerini korumaktadır.bu davada sanık olan adnan menderes, kendisine yöneltilen kasıtlı ve anlamsız suçlamalara rağmen suçsuz görülüp, beraat etmiştir.duruşmada tanık olarak dinlenen anne ayhan aydan, kalabalık mahkeme heyetinin karşısında dimdik durarak menderes'i çok sevdiğini, ondan çocuk sahibi olmayı çok arzu ettiğini, bunun da gerçekleştiğini ancak kaderin önüne geçilemeyeceğini, yaralı ama gururlu bir kadın olarak mertçe dile getirir.bu korkusuz ve yürekten gelen dürüst ifadenin hem mahkeme heyetini hem de tribünlerdeki dinleyicileri derinden etkilediğini, salonda duygusal kesitler yaşandığını anımsarız.zaten o günlerin gazete haberleri ile yorumlardan da kamuoyunda "keşke yaşanmasaymış. ne talihsizlikmiş bu böyle." havasının estiği hatırlardadır.
gelelim işin bir başka yönüne. ayhan hanımın talihsiz kocası o dönemin ünlü müzisyeni hasan ferit anlar'dır.dünya klasik müziğinin mabedi sayılan viyanada eğitim görmüştür. kanun virtüözüdür.
o dönemde dünya müzik otoriteleri "muhteşem türk beşlisi"nden söz etmekte ve yetişen bu müzisyenlerin yeni eserler sunmasını beklemektedir.
bu yetenekli grubun abisi, otoritesi, kıdemlisi, hocası hasan ferit anlar beydir.grubun gelecek vaadeden diğer dört müzisyeni ise; ahmet adnan saygun, cemal reşit rey, ulvi cemal erkin, necip kazım akses'tir.
bu dört müzisyenimiz genç yaşta "devlet sanatçısı" ünvanını almış ancak menderes'in talimatıyla hasan ferit anlar'ın hakkı çiğnenmiştir.atatürk, ilk operanın bestelenmesini emretmiş, sofrasında her fırsatta sanatçılara yer vermiş ve sanatı olmayan bir toplumun asla yücelemeyeceğini defalarca tekrarlamış bir önder. ve onun aramızdan ayrılışından 13 yıl sonra bir başbakan'ın sevgilisinin kocasını cezalandırmak adına aldığı basit, aptalca, haksız bir karar.hasan ferit alnar sanatçı duygusallığı ve yaşamın kendisine sunduğu çarpıklık içinde doğal olarak hayata küser.
bu olay cumhuriyet tarihimizde bir siyasinin bir sanatçıyı keyfi cezalandırdığı ilk kötü örnek olaydır.
adnan menderes yassıada'da vatana ihanet suçlamasıyla idama mahkum edildi. maliye bakanı hasan polatkan ve dışişleri bakanı fatin rüştü zorlu ile beraber imralı adasına nakledildi.
tarih 17 eylül 1961. öğlen saat 13.20 sularında adnan menderes beyaz kefeniyle, boynunda idam fermanıyla darağacına çıkarıldı.
imralı'da izbe bir köşeye polatkan, zorlu ve son olarak menderes'in naaşları gömüldü.
kazanova
gönül macerası

kardeş

anne baba yarısıdır. hayattaki ilk arkadaşım, ilk sırdaşım, her şeyimi bilen her şeyini bildiğim can parçam.

fırsatını bulan erkek aldatır

doğru önermedir. alda at dercesine davranışta bulunursan erkek tabi ki aldatır. sonra bizi neden aldatıyorlar. sen aldattırıyorsun haberin yok. hayatı paylaşmıyorsun ki adamla sadece kendini prenses olarak konumlandırıp öyle olmadığını bile bile öyleymişsin gibi davranılmasını bekliyorsun.

hani prenses olsak neyse, neredeyse hepimiz paçozun önde gideniyiz.
  • /
  • 11
Henüz bir favori betim yok.

Toplam betim sayısı: 214

sunshine

beğenerek okuduğum ve takip ettiğim yazar. anladığım kadarıyla anne içgüdüleri yüksek, kimsenin kırılmasını istemeyen ve genel ortamın huzurlu olmasına çaba gösteren kişidir.
umarım günün birinde karşılaşırız ve sarmaş dolaş oluruz.
yazılarımı veya yazdığım konuları çok fazla sevmiyor ve bunu anlıyorum. yalnız bir konuda değerlendirme olması için farklı noktalardan da bakabiliyor olmak gerekir. ateşin yakıcılığı, su ile ölçülür.
 spoiler!
yine edebiyat parçalıyor diyorsun biliyorum
sadece ateş olan bir ortamda olmuş olsan ve su'yun anlamını bilmesek bize ateş normal gelirdi.

bugün emine bulut vefat etti. bunun suçlusu hepimiziz aslında. çocuğunu 4-5 nesildir açık fikirli, doğru düşünen veya sadece kadına da değil kendine saygılı olmasını öğretemeyen ve bahane olarak erkek şiddetini gösteren bir kadın algısı var. bu kadınların eğittiği büyüttüğü kız çocukları, erkek evlatları var.

kasacası sevgili sunshine hayat bumerang gibidir biz hep karşıda olduğunu düşünürüz ama o bumerang bizim elimizden, dilimizden, düşüncemizden çıkmıştır ve eninde sonunda bizi bulur.

bana nasıl baktığın inan senin kendi bumerang'ın ben seni tüm kalbimle seviyorum.

kezban

net bir yakıştırmadır ama yakıştırmadır sonuçta.
böyle durumlarda bu kezbanı gören bilen akıl sahibi er kişi acaba nedir, kimdir diye düşünüyorum.
mantık aslında böyle işlemez mi sizce de. bir kişinin nasıl bir yanlı veya doğru yaptığını anlamak için ya o yoldan geçmiş olman gerekir ya da bir şekilde deneyimlemiş olman gerekir. yoksa değerlendirme olmaz ki sadece çamur at izi kalsın bu işlerde yürümez.

kader kısmet işleri

tevekkül sahibi hanım kızımızın kendini avutma şekli. bizim bakkalının oğlu şöyle bir süzsün bak nasıl içinde canavar çıkıyor içinden.

kadınları savunmak için erkeklere saldırmak

o eşeklik öyle yapılmaz böyle yapılır demenin bokunu çıkarmaktır.

kadının karşılaştığı sorunların temelinde kendini bedenselliği ile tanımlamasından kaynaklanıyor. sorunların geneli beden ve bedeni ile ilgili sorunlar. kadın bedenine bu kadar odak bir yaşam sürerken elbette zekasının veya bilincinin yüksek olmasını beklememek gerek. aynı şey
 spoiler!
kaynımda da var
erkek için de geçerli.
davul bile dengi dengine derken aynı akıl düzeyi birbirini bulur demek.
bilinç düzeyi yükseldikçe şiddet azalır.

bilinç çokomel eğrisi burada da geçerli.

kadınları zeki kadınları sevmemesi

 spoiler!
hoyt! yine geldi garip bir başlık dediğinizi duyuyorum


hem cinsim olan kadın (araştırmalarımın sonucu olarak) ; ancak kendinden daha aptal olan hem cinslerini seviyorlar. kendinden şık, zeki veya akıllı olanların arkasından arkasından konuşuyorlar, çünkü aslında onlar gibi olmak istiyorlar ama olamıyorlar.
kadın istesek de istemesek de kıskanç ve ciddi ciddi tahammülsüz.

ha burada bir konu daha paylaşayım; mevlana der ki "gül düşün gülüitan ol".
yani bugün kadının belası kendi düşüncesi olabilir mi acaba? baksanıza bu kadar şiddet bu kadar zulüm evrenden kopup gelmemiştir. birileri bunu yaratmış olmalı.

sözlüğün sadece sözlük olmaması

terapi yeri gibi, geçen gün kayıt oldum, sıra numarası verdiler 5 diye. onları da doldurdum sonra hop yazar olmuşum.
yaz yaz ya bitmiyor. ne anlatacak şeyim varmış.
bir çok sözlükte yazdım burası güzel yermiş.

sözlüğün sadece sözlük olmaması

dışarıdan baktığında sözlük sanki sessiz sedasız gibi gözüküyor ama yazarların kalbinde büyük yeri var. bir çok yerde yazıyorum, bir çok yerde de takılıyorum ama bu sözlük ve ortamı farklı. dostluk var, samimiyet var, hesapsızlık var.
sanal ortamda bunu sağlamak zordur aslında.
buradan bizi izleyen sayın halkımız adına sözlükteki bütün yazarlara ve sözlük yöneticilerine teşekkür ediyorum.
bi-ki bir ki deneme.

gevrek

izmirlileirn her şeyi abarttığı gibi simidi de abarttığı kelime. zaten karşıyaka ve göztepe arasında bir savaş var. biri tam 35 diyor kendine diğer 35,5.
göztepeliler de biz buçuklu değiliz diye yükleniyor. sanki simitle gevrek arası ilişki gibi.

geçen bir yerde okudum; simit eğer gevrekse? can simidi de can gevreğidir, göbek gevreği de belli yaştan sonra görünen bir durumdur.
gevrek gevrek gülmeyi buraya yazmıyorum bile.
 spoiler!
simit simit gülmeyin

milyonlarca sperm arasından birinci gelmek

yaşadığınız hayata bakıp bu kadar yarışmaya gerek var mıydı diye sorduran bıdı.
sen milyonlarca rakibini geç sonra tek düze bir hayat yaşa. milyonlarca kardeşinin canı senin hayatta kalman için yok olsun sen onların fedakarlığına hayatını mahvederek cevap ver.

olmaz olası geceler.

müdür

şirket içerisinde kerli ferli beklediğin ama neredeyse hepsinin sünepe olduğu yönetim kademesi.

hatta hikayesi bile var.

insan ilk yaratıldığında bürüt uzuvlar aralarında konuşuyorlarmış.
beyin diyormuş ki müdür ben olacağım, ben zaten her şeyi yönetiyorum ben olmalıyım
kalp atılmış " sen öyle san ben kan pompalamasam sen bir hiçsin"
göz ; ben görmesem siz değerlendiremezsiniz bile
mide başka bir şey demiş, dalak başka bir şey kulak başka bir şey.

göt en son hayır demiş ben olacağım. sizi bilmem, ne kadar önemli olduğunuz da beni ilgilendirmez ben olacağım. benim dediğim olacak.
herkes had yürü git derken göt bir kapatmış giriş çıkışı. bir gün iki gün üç gün, pırt yok.
bürün organlar iflas etmeye başlamış ve herkes kabul etmiş göt'ün müdür olduğunu.
tarihte yeniden yazılmış. işte o günden bu yana her müdür göt, her göt müdürdür.

ekrem imamoğlu

tatilci belediye başkanı. tatilden gelebilirse büyük şehir çalışacak.

erkeklik zarı

erkeğin erkekliğinin bozulduğu, namusunun gittiği, ailelerin artık erkeğe ikinci sınıf olarak baktığı, utanç duyulası bir insan haline gelmesidir.
zar dediysem öyle görünen bir zar değil; erkeğin arsızlaştığı zardır.
kendi kendine bozarlar bu zarı. ha bir kız da gelip bozmuş olabilir ama genel olarak erkek kendi bozar kendini.
namussuz namussuzdur, zarı olmaz.

göt

bildiğin insanın kaba eti.

bu başlığı açmamın sebebi geçen iş yerindeki kızlardan dinlediğim hikaye.
hikaye de burada ---> (bkz:müdür)

yeme de yanında yat

lezzetli yemekler için söylenen lezzet yakıştırması.

en ilginç kullanımını bir mavi turda yeni tanışmış çiftin sabah kalktıklarında gece için söyledikleri şeydi.
ikisi de yiyişmemiş sadece yatmışlar.
(bkz:gösteripte vermemek)

anne olmak

insanın dünyaya geliş amacının bilmesidir anne olmak. kadın bedeni her haliyle anne olmak ve rahimiyetini yaşamak için hazırlanmıştır ve her yaptığı hareket veya hissediş bu yöndedir.
kendindeki yumurtayı dölleyecek spermi bile buna göre seçer.
yani siz birisine bir şey hissediyorsanız veya onu seviyorsanız, size çekici geliyorsa bilin ki bunu sizdeki kadınlık hormonu seçiyordur.
anne olmak kendini dölleyecek spermi seçen yumurtanın kendini bulmasıdır.

gerisi sadece hikayesi yok çok stresliymiş, yok çok güzel bir duyguymuş felan filan.
Henüz takip ettiği biri yok.