30 ağustos zafer bayramı
ulu önder atatürk 'ün askeri dehası, silah arkadaşlarının azmi, mehmetçiğin cesareti, halkın özverisi ile kazanılmış, tarihin türk ulusu için yeniden yazıldığı destan günüdür.
tüm şehitlerimizin ruhları şad olsun.
sizlere bir vatan ve bağımsızlığımızı borçluyuz.
minnettarız.
meseli
güzel yazan, zarif yazarımız.
sözlüğün yöneticisi olmuş. ne güzel olmuş.
başarılar ve güzellikler yazarımızla olsun.
kadına şiddeti önlemek
bataklığı kurutmadan, sivrisinekleri öldürmeye çalışmak çözüm olmuyor, olamıyor.
çoğalarak geliyorlar katiller!
günlerdir okuyorum, dinliyorum.
evet eğitim şart!
evet yasalar yetersiz!
evet duyarsız bir toplum olduk!
evet dizilerimiz kadına şiddeti körüklüyor.
evet kendine din alimi sıfatı yakıştıran bir takım şarlatanlar, kadına ikinci hatta üçüncü sınıf insan yakıştırması yapıyor.
toplum olarak kafamız karıştırıldı. toplu cinnete adım adım ilerliyoruz.
tüm bunların yanında yıllardır yerleşmiş köhne zihniyetimizin de değişmesi lazım.
kızları eve, ev işine, el işine, süse, püse, prensesliğe değil, gerçek dünyaya hazır hale getirmek bunlardan en önemlisi.
erkek çocuğu evin kralı ilan edip, oğluma su getirin, oğlum aslan, oğluma bir oyuncak tabanca alayım, oğlum ne istiyorsa yapın!
zihniyetiyle büyütmemek çok önemli.
yıllar önce bir yerlerde okumuştum, bir rus atasözü diyor ki :
"bir çocuğu iyi eğitmek istiyorsanız, önce anneannesini eğitmelisiniz."
önümüzde bir 10-15 yıl var sanırım. bu arada, ülkenin sosyologları, psikologları, yasa koyucular, emniyet güçleri hepsi bir araya gelerek acil alınacak önlemleri mutlaka, mutlaka bulmamalılar.
daha fazla can yitip gitmeden...
lohusa yatağında bıçaklanan kadın
yeni doğum yapmış, boşanma arifesindeki eşi tarafından hastanede, lohusa yatağında, bıçaklanmış talihsiz taze annedir.
anne bu travmayı nasıl atlatır bilinmez ama umarım bundan sonra bebeğinin ve onun hayatları çok güzel olur.
mağdur boşanmış babalar derneği
başkanı
muhammet özen in acilen önce cezalandırılması, ardından sıkı bir tedavi görmesi gerekmektedir.
muhammet özen
mağdur boşanmış babalar derneği başkanı bu zat
emine bulut un katilini, "alnından öperek kutlamış" dernek sayfasından.
buyrun potansiyel bir katil adayı daha. evet! nerede cumhuriyet savcıları? adam resmen yasalara meydan okuyor. suç ve suçluyu överek!
kravat
şık bir erkek aksesuarı olmakla birlikte türk adalet sisteminde tacizci, tecavüzcü, kadın katillerinin ceza indirimi için önemli araçtır.
tuba erkol
bir kadın kurban daha.
3 çocuk annesi. 20 yerinden bıçaklıyor kocası. çocuklar yine cinayet tanığı. iki erkek çocuğu alıp giderken kızına, "boşuna yardım çağırma, annen öldü" diyor.
sen nasıl bir insansın? sen nasıl bir babasın? sen nasıl bir vicdansızsın? sen nasıl bir...?
karısı parçalanacak bir et çünkü! kız çocuğunu feda edebilir. çünkü kız!
ah erkek egemen zihniyet, ah erkeklik egolarınız! ah sizi canavarlaştıran zihniyet!
kökünüz nasıl kurutulabilir ki!
yasalar, yasa yapıcılar, devlet adamları, sivil toplum kuruluşları hadi lütfen!
bir ışık bekliyoruz. ruhlarımız karardı.
emine bulut
bir haber sitesinde o video kendiliğinden açıldı. o yavruyu annesinin kanlı saçlarını okşamaya çalışırken gördüm. feryadını duydum. zavallı kadını duydum. dondum. kanım çekildi.
tüm gün yutkundum. boğazıma bir taş oturdu. o taşı yutamadım. yutamıyoruz artık.
sabır taşı çatlayıp, un ufak olalı çok zaman oldu.
çok kadın "ölmek istemedi"
çok evlat "ölme anne" diye gözyaşı döktü.
yetkililerin acil önlemler almasını, akan kanı durdurmasını, ülkenin bu yarasını gerekiyorsa kesip atmasını bekliyoruz.
hadi lütfen! ne olur! yeter artık!
alyansı sol el yüzük parmağına takmak
eski mısırlılardan miras bir adettir.
eski mısır'da dolaşım sistemine göre, sol el yüzük parmağından geçen damarın, kalbe kadar ulaştığına inanılıyordu.
bu yüzden nikah yüzüğü, kalpten bağlılığı ifade etmesi için bu parmağa takılırdı.
sandviç
ıv. sandwiches kontu montagu, kağıt oyunlarını çok sever, acıktığında bile oyundan kalkmak istemezdi.
böyle zamanlarda yardımcısından iki ekmek dilimi arasına konmuş et isterdi.
kontun bu alışkanlığı, oyun arkadaşları arasında hızla yayıldı. oyuncular yardımcılarına "sandwiches'inkinden" şeklinde tarif ederken, "sandviç" yayıldı, gitti.
sağolasın kont, yoğun, yemeksiz günlerimizde elimizin altında bir sandviçimiz var.
at meydanı
bizans zamanında hipodrom meydanı, osmanlı zamanının at meydanı.
istanbul, sultanahmet camii önündeki geniş alan. şehzadelerin sünnet düğünleri, sarayla ilgili kutlamalar bu meydanda yapılırmış.
cirit ve at koşuları da eksik olmazmış. şimdi yerli ve yabancı turistlerin gözde gezi alanı.
kafa kağıdı
1928 'de ki ilk nüfus sayımının ardından vatandaşlara 32 sayfalık nüfus cüzdanları dağıtıldı.
bu cüzdanlar çok ağır olduğu için taşımak da zorlanan beyler feslerinin altında taşımaya başladılar.
bu nedenle de nüfus cüzdanlarına "kafa kağıdı" denmeye başladı.
not : anonim bir bilgidir. kaynağı bulunca yazacağım.
izmir yangınları
izmirin denizi kız, kızı deniz
sokakları hem kız hem deniz kokar.
der,
cahit külebi atatürk'e ağıt şiirinde.
bugünleri görebilseydi, güzel izmir'in gökyüzünün simsiyah dumanlarla kaplı, is kokulu olduğunu yazardı.
ihmal? ihanet? yaktılar ormanları. uçakları kaldırmadılar, helikopterler yetmedi.
inleyerek, çatırdayarak ömürlük ağaçlar, o ağaçları yuva bellemiş canlılar yandı.
yazıklar olsun. yaktınız canımızı!
maganda kurşunu
ülkemiz coğrafyasına özgü can alan densizlik.
bayram tatilinde minicik bir yavruyu hayattan kopardı. güzeller güzeli bir kız çocuğu. nasıl şirin, nasıl masum, nasıl güzel gülmüş objektife.
bir yaratık bir husumet nedeniyle, eğlence yerine gelip rasgele ateş açıyor. 6 yaralı.kızımız da aralarında. minik yavru altı günün sonunda yaşam mücadelesini kaybediyor.
bugün organlarıyla beş kişiye can vererek aramızdan ayrıldı. minik bir çicek gibi, koparıldı yaşamdan.
yaratık yakalanmış, alacağı ceza çok önemli.
aklına gelenin silaha sarılmaması için caydırıcı cezalar verilmesini yürekten diliyorum.
kadınlık gururu
özgüveni tam, ezmeyen, ezdirmeyen, hayata karşı duruşu sağlam, kararlarının sonuçlarına cesur bir şekilde katlanan, hangi nedenle olursa olsun dişiliğini kullanmadan yaşamın içinde yer bulmuş kadın "gururlu" kadındır.
karşısında ayağınızı denk alınız.
komşuluk
büyük şehirlerde tarih olmuş sosyal ilişki şeklidir.
şehirlerin büyümesiyle beraber apartmanların, gökdelenlere, sitelere dönüşmesi, komşu sayısını arttırmış, komşuluk ilişkilerini sıfırlamıştır.
şimdi ki zaman komşuları uzaydan gelmiş olup, türkçe bilmezler.
günaydın dersiniz, bakar geçer.
iyi akşamlar dersiniz, bakar geçer.
dilimizi bilmiyorlar yazık dersiniz!
ama, medeni yaşam da bilmez. uzayın ilkel kabilelerinden gelmiştir.
eşyaları çekerek yer değiştirir, kapıları vurur, dünya saatine alışık olmadığı için, olmadık saatlerde elektrik süpürgesi çalıştırır, çocuklarının koşmasına izin verir.
ortak kullanım alanlarına eşya çıkarır veya çocuklarının oyuncaklarını bırakır.
eski dostluk, yardımlaşma, samimiyet, sıcaklık barındıran "komşuluk" hüzünlü bir şekilde veda etmiştir.
beylikdüzü sahilinde bulunan bebek
yaşama hakkı hayata merhaba dediği anlarda çalınmış bebek.
bir poşet içinde, göbek bağı bedeninde, sahile vurmuş bir minik yavru.
istenmemesinin bir çok nedeni olabilir. hepsini bir yere kadar anlayabilirim.
miniğin canını neden alıyorsunuz? neden bir kaç saatlik ömrü, çöp gibi poşet içinde sonlanıyor? nasıl hem can veren, hem canını alan oluyorsunuz?
doğurdun, istemiyorsun! ne olur insanların bulabileceği, görebileceği bir yere bıraksan! aldığı nefesi geri al almasan, yaşam hakkını elinden almasan!
o kadar çok kadın var ki! bir evlat kokusuna hasret!
bu vahşeti anlayamıyorum. kabul edemiyorum.
affet bizi minik bebek! insanlık olarak bu kadar kötü olduğumuz için.
sardunya
anavatanı güney afrika'dır.
dört mevsim çiceğidir. kapalı ve açık alanda yaşar. kırmızı, beyaz, pembe ana renkleri olmakla birlikte aşılama yoluyla farklı renklerde elde edilmektedir.
küçücük bir filizden kocaman bir saksıya dönüşür. hiç nazlı değildir. güneş ve su herşeyidir. biraz da vitamin desteği sağlanırsa minik bir sardunya ormanınız olabilir.
anlamı bitmeyen sevgi demekmiş, uzun ömürlü olması nedeniyle uygun görülmüş.
sevdiklerinize gönül rahatlığıyla hediye edebilirsiniz.
yağmurdan sonra duyulan toprak kokusu
yağmur tüm şiddetiyle yağıp geçtikten sonra, ardında bıraktığı nefis kokudur.
şehirlerdeki yapılaşma nedeniyle duyulmaz oldu artık.
minicik bir balkonum var. balkonumda sardunyalarım. pembe, kırmızı ve beyaz kızlarım onlar benim. zahmetsiz ve çok savaşcılar. kar, yağmur, soğuk hiçbir olumsuzluk yıldırmıyor onları. mevsim geldiğinde tüm güzellikleri ile yeniden, yeniden açıyorlar.
bugün yağmurun ardından çıkıp, sardunyaların toprak kokusunu çektim içime.
çok hoşuma gitti. kızlarımın yaprakları da yıkanmış pırıl pırıl olmuşlar.
tüm sel, baskın, taşkın gibi yaşananları bir kaç saniye unuttum. mutlu oldum.
küçücük mutlulukları bile unutturdunuz bize.
toprak kokusu gibi!
neden ha neden?