meseli
dünya tatlısı bir kadın. bir insan kelimeleriyle bu kadar örtüşebilir ancak.
sıcak, sevimli, yumuşak, akıllı.
kendin ve sevdiklerin için dilediğin her ne varsa, gönlünce şekillensin güzel kızım.
14 eylül zirvesi
bayan yanı cafe de gerçekleşen, keyifli zirve.
gelebilen tüm yazarlara çok teşekkürler.
sizlerle çay ve kahve çok daha lezzetli, sohbet doyumsuzdu.
saatler su gibi aktı, gitti.
nice zirvelere hep beraber.
440 çift kadın ayakkabısı
kabataş meclis-i mebusan caddesi 85 numarada bulunan ünlü bir kahve zincirinin sanat platformu olarak kullandığı bina duvarına asılan 440 kadın ayakkabısı yoldan geçenlerin ilgisini çekti. grafik tasarımcı, müzisyen ve sanatçı vahit tuna tarafından tasarlanan proje ile 2018 yılında öldürülen 440 kadını temsilen 440 çift kadın ayakkabısı duvara asıldı.
haber: odatv. com
ne acı bir proje. 440 başarılı kadın ayakkabısı olabilirdi. 440 girişimci kadın ayakkabısı olabilirdi. 440 mükemmel anne, iş kadını vb.
hayır, 440 katledilen kadın ayakkabısı. bir zamanlar sevdikleri, sevildiklerini sandıkları kişiler tarafından katledilen kadınlar.
hiç yakışmadı bize diyeceğim! yakışmadı, yakışmıyor! lütfen önlem! payımıza düşen ne varsa yapalım! dursun bu katliam!
cübbeli ahmet
kadınlara sık sık nefret kusan bir zat.
bu şahsa göre bizim neredeyse nefes almamız bile günah.
kolumuz, bacağımız, sesimiz, yürümemiz, topuklu ayakkabımız, giysilerimiz derken:
bugün ülke ekonomisine zararlı olduğumuzu beyan etti.
biz çalıştığımız için ekonomi kötü, erkek ücretleri düşük, ortalık darma duman.
çalışmak istiyorsak, kadın kadına çalışacağız ama aramıza erkek sinek bile almayacağız.
ancak o zaman ekonomi düzeliyor.
kızlar haberiniz ola! yapmayın, etmeyin! çalışmayın kızlar!
ekonomiyi mahvettiniz kızlar!
okula yeni başlamış minik
alışverişten dönüyorum.
annesiyle önümden yürüyen minik bir kız çocuğu.
tablo şöyle :
üzerine en az bir beden büyük okul forması ayak bileklerine değdi, değecek.
sırtının tamamını kaplamış kocaman pırıltılı pembe bir çanta.
kar beyaz çoraplar.
siyah rugan ayakkabı.
pembiş süslü tokalar.
anneyle sohbet şu şekilde,
-bitti mi?
-bugün bitti kızım.
-yarın yine mi gideceğim?
-evet kızım.
-ama çok sıkılıyorum
-kızım çok seveceksin. bir sürü arkadaşın var sınıfta.
-hepimiz sıkılıyoruz anne.
istemsizce kahka attım.
annenin ikna çabasına engel olmamak için adımlarımı hızlandırıp geçtim onları.
yolunuz açık olsun minik öğrenciler. bilgi, ışıktır. pırıl pırıl bilgilerle donanın. geleceğimiz sizsiniz. şimdi sıkılsanız da.
hepinize kocaman başarılar.
süleyman turan
sinemada esas çocuğun vefalı dostu, arkadaşı rolleriyle tanıdığımız efendi oyuncu.
medyada yazılanlara göre iki gün önce vefat etmiş, gazetelerini almamasından şüphelenen komşuları cenazesini bulmuşlar.
çok üzüldüm.
ne kadar garip bir hayat. bir zamanlar peşinden koşulan bir kişi, yalnız başına veda ediyor hayata. çok şakacısın hayat. ama işin gücün kara mizah.
ışıklarda uyuyun süleyman turan. çocukluğumun iyi kalpli abisi, arkadaşı.
9 eylül
güzel
izmirin düşman işgalinden kurtulup, yeniden doğduğu gündür.
güzel ülkemin hiç bir toprak parçasına, savaş denen çirkinlik asla ama asla uğramasın inşallah.
beklenen zirve
sözlük yazarlarının tanışıp, kaynaştığı, gerçekleşecek olan zirvenin özellikle yeni yazarlarla tanışmak için özel anlam taşıdığı heyecanla beklenen zirvedir.
zirve, adminimiz
tunaqua nın katılımıyla, 14.eylül cumartesi günü saat 17.00den itibaren,
bayan yanı dergisinin kafeteryası
bayan yanı cafe de yapılacaktır.
kadıköy, rasimpaşa mah. duatepe sok. no. 16 adresindeler.
fiyatlar makul seviyede. simit, pişi, gözleme, börek yapıyorlar.
çay, kahve, bitki çayları ve soğuk içecekler var.
hesaplarımızı kendimiz ödeyeceğiz. (her zirvede olduğu gibi)
tüm değerli yazarlarımızı bekliyoruz.
tekerlekli erkek basketbol takımı
filenin sultanlarından sonra, yüzümüzü avrupa 3.lüğü ile güldürmüş harika gençlerdir.
azminiz ve çalışmanızın karşılığını aldınız. seneye şampiyonluğa gençler. çok yaşayın.
filenin sultanları
sırbistan'a 3-2yenilerek avrupa 2.olan kadın voleybol takımımızdır.
maçı izlerken hop oturdum, hop kalktım. gurur duydum her biriyle ayrı, ayrı. artık şampiyonluk seneye diyelim.
atatürk çiceği
atamın karizmasına yakışır zariflikte bir çicektir.
defalarca aldım. sevmiyor benim evi, ölüyor. çok üzülüyorum. bu eylül yeniden alacağım. umarım bu defa sever yerini. ben de gururla bakarım ona.
istiklal caddesinde öldürülen genç
istiklal caddesi, galatasaray lisesi civarında otururken saldırıya uğramış iki arkadaş. itü mezunu genç kardeşimiz ölmüş, arkadaşı yaralıymış.
gençlerden para isteyen saldırganlar, red cevabı alınca kırık şişe ve bıçakla saldırmışlar.
istiklal caddesi bir zamanlar insanların, en güzel kıyafetlerini giyip, parfüm kokuları saçarak dolaştıkları, pastane, sinema benzeri mekanlara gittikleri elit bir yermiş.
şimdi uyuşturucu bağımlısı, tinerci, hapçı her türlü arsız, uğursuz o caddeyi mekan tutuyor.
en acısı yine ve yine masumları buluyorlar can yakmak için.
o gencin, ailesinin, sevdiklerinin kimbilir ne hayalleri vardı? doğur, büyüt, okut! anneciği, babacığı ne fedakarlık yaptılar, ne emek verdiler o evlat için.
bir uğursuz kopardı hayattan yavruyu.
nerede önlem? nerede işe alınan binlerce bekçi? caddenin namı belli, polis ekipleri nerede? neden bizim evlatlarımızın canı bu kadar ucuz?
okul kıyafeti
benim zamanım okul kıyafeti siyah önlük beyaz yaka idi. ben çok severdim. beyaz kurdelalarım ve beyaz çoraplarım vardı. hepimiz bir örnektik. hiç ayrım yoktu aramızda. siyah beyaz minik insanlar olarak koşturur dururduk okul bahçesinde.
hemen bizden sonra mavi önlük çıktı. ardından her okul kendi formasını yapmaya başladı.
renk, renk gömlekler, etekler, hırkalar, pantalonlar. çocuklar böyle daha mutlu dediler.
bu değişiklik yetmemiş olmalı, armalar, broşlar çıktı. okullar sattı, veliler aldı. çocuğun boynuna astı. hırkasına dikti.
yetmedi. şimdi baskılı gömlek, hırka benzeri ürünleri fahiş fiyatlarla satmaya başladılar.
yazıktır, günahtır.
ayni gömlek 20 tl ye satılacakken, arma baskılı 50-60 tl. bu "veli" dediğiniz garibanlar hangi masrafa yetişsinler?
bu insanlar evde para basmıyor ki? büyük kesim ücret karşılığı çalışan insanlar. yıldan yıla zam alıyorlar. alınan zam mutfak masraflarıyla eridi gitti zaten.
biraz insaf yahu!
bizim simsiyah önlüklerimiz, rengarenk hayallerimiz vardı.
şimdi rengarenk önlükleri var ama hayalleri bile yok çocukların...
6-7 eylül olayları
tarihimizin karanlık ötesi günleridir.
1955 yılında "atatürk 'ün evi bombalandı" yalan haberiyle, beyoğlu, istiklal caddesi, karaköy ve büyükada merkezli başlayan olaylar, polisin müdahelede geç kalmasıyla(!) kin ve nefret suçuna dönüşmüştür.
rum, ermeni vatandaşların evleri ve dükkanları yağmalanmış, insanlar saldırıya uğramış, kadınlara tecavüz edilmiştir.
vatandaşların bir kısmı, yetişebildikleri gayri müslim komşularını evlerinde saklamış, hatta evlerine türk bayrağı asarak korumaya çalışmışlardır.
fenerbahçe spor klübünün, ordinaryus lakaplı futbolcusu lefter'in röportajında okuduğum sözleri aklımdan hiç çıkmaz.
"bir gün önce omuzlardaydım, ertesi gün taşlarla beni ve kızlarımı öldürmeye çalıştılar"
tarihimiz iç acıtıcı olaylarla dolu. bize yapılan, bizim yaptıklarımız.
sonucunda hep masumların canının yandığı
yenikapı'da otomobil sergisi
istanbul belediyesinin kiralık araçlarının toplu olarak sergilendiği, adeta oto denizidir.
akrabaya, yandaşa, tarikata, vakıflara kullanıma verilmiş, kiralarının belediye tarafından ödendiği yani benim, sizin, işçinin, memurun, emeklinin, tüyü bitmemiş yetim hakkının yendiği araçlardır.
hiç mi vicdanınız sızlamadı?
bu ülkede açlıktan, soğuktan çocuklar öldü. nasıl vicdanınız el verdi o hakkınız olmayan araçlara binmeye.
yazıklar olsun!!!
susamam
günler koşuşturmakla geçip giderken
neden var olduğunu unuttun
neden olduğun sorunlarınsa farkında değilsin
gülmek eğlenmek istiyorsun
sorunlara çözüm bulmak gibi bir derdin yok
hayat zaten çok zor
o yüzden müzik seni eğlendirsin
gerçeklikten uzaklaştırsın istiyorsun
ama biz müziğin bir şeyler değiştirebileceğine inanıyoruz
bizimle gel
başlayalım mı?
[verse 1: fuat] (doğa)
cengiz han zamanı akan nehirde
elini yıkamanın bedeli ölümdü
göç edip çürüdük
çöp kusarak üç denize sıçan bi' hale büründük
egzoz gazı soluyan
sağı solu belli olmayan
mangala gitti maganda!
orman yanar
tabiatın gözleri kan ağlar
kibir yaptı tavan
fabrika bacası basar
atom reaktörü, çöpü hasar
"electro smoke" ile her an atakta
insan en büyük parazit
gezegene bak lan!
hayvan kadar olamadı beşer
ortama uyamadı revize eden
faturasını gelecek nesil öder
kıyamet şur'da "mal" gibi izle!
[verse 2: ados] (kuraklık)
abi yapma!
atma şu izmaritini denize
geri alamazsın
gün gelir o pisliğini attığın denize hasret kalırsın, bakamazsın!
kurak afrika görüntüleri uzak değil
çocuğun büyüdüğü yer sulak değil
çünkü yok ettik gölleri, nehirleri, ırmakları, hepsini!
nasıl acımadık?
inanamıyorum
elimizde varken hiç değerini bilmedik
plastikle dolmuş mideleri hayvanların buna hiç mi üzülmedin?
nette paylaşmaksa yetmez
bi' şeyler yapmalı
suyu kirletmeyin!
su gibi aziz olsun ülkem
onun can damarlarına
bu zehri vermeyin!
[nakarat: şanışer]
gel, gün olur hapsolur bu suçlu cümleler!
yenilir hiç olurum fark etmezler!
susma, susamam!
korkma yanıma gel!
gel, gün olur hapsolur bu suçlu cümleler!
yenilir hiç olurum fark etmezler!
susma
susamam!
[verse 3: şanışer] (hukuk)
ben bi' beyaz türk'üm
yasalarım anglosakson ama kafam ortadoğulu
apolitik büyüdüm, hiç oy vermedim
kafamı tatile, gezmeye, borca yordum
adalet öldü, ucu bana dokunana dek sustum ve ortak oldum
şimdi tweet atmaya bile çekiniyorum
kendi ülkemin polisinden korkar oldum
üzgünüm ama senin eserin ülkedeki umutsuz nesil
senin eserin bu mutsuz kesim ve bu kurşun sesi!
sebebi nedir bilmeden hapiste çürüyen o suçsuz sefil
seni, senin eserin, senin eserin bu korkunç resim
bu yorgun sesim
fakirin vergisiyle yatına, katına katana salak
haşere geri yolsuz vekil seni, senin eserin!
sen hiç yıkanmadın
ölümle bi' kez bile tıkanmadın
elinde 3. dalga karton bardak kahve
tek derdin o özenti "start-up"ın
şimdi kapını kollaması gereken adalet gelir acımaz
vurur kırar kapını
çünkü çocuk öldü vuran memurdu diye "haklıdır" dedin
sesini çıkarmadın, yani suçlusun!
çünkü iki gün üzülüp sonra gözündeki nehri kuruttun
tuğçe ve büşra'nın katilini serbest bırakan hakimin adı neydi unuttun!
şimdi başına bi' şey gelse şeh'rin hukuk mu?
bi' gece haksızca alsalar içeri seni
bunu haber yapıcak gazeteci bile bulamazsın
hepsi tutuklu!
salınan katillerin aldığı canlar (geri gelmeyecekler!)
haksız yere hapiste geçen yıllar (geri gelmeyecekler!)
sen sustun, ses etmediğinden bindiler tepene
haklarını elinden aldılar ve güzellikle geri vermicekler
[verse 4: hayki] (adalet)
"adalet" sözde mülkün temeli
tıkamış kulağını duymaz ne dediğini
adeti, töresi, geleneği söyle
giden kötüydü de gelen iyi mi?
bu medeni mi?
biz yiyemiyo'ken senin kürkünün bile yemediğini
sizin polisiniz silahını çekip güpegündüz ortalıkta vuramaz dilediğini
medya, basın, hukuk, asker hepsi sizin için çalışırken
aslen güneş bile üzerine doğuyo bu çocukların
işe gidip geliyolar canlarına kasten
silahınızı kin!
bu çektiğimiz bizim günahımız değil
planınız iyi!
ben bilmem bunun inananı kim?
ama bilirim, gel
silahımız dil!
[verse 5: server uraz] (hukuk)
(bu server uraz)
ben sesiyim kayıp neslin
sansürü olamam ayıp resmin
ekibimi bu mezardan çıkarabilmek için hep gözlerim açık, uyanık ayık gezdim
sopa, bıçak ne yazar ki? zayıf hepsi!
öncelikle olmalı akıl keskin
sabır bey'nimi yiyip bitirirken yağmur gibi yağanları yakıp geçtim!
müzik yapmak dışında bi' bok yemedim!
polis bi' şeyleri problem edip
yine duruşmadayım sen konsere git
ben aynı takım elbisemle 10 senedir
biri dönüp desin bana "çaban boş yere değil"
o gün kalbimi, ruhumu komple veriyim ama
yargı gelip arıyor bedeli
yaşıyorum cehennemi, yanıyor bedenim
[verse 6: beta] (türkiye)
merhaba türkiye
bende var hüviyet
yaşamaya çalışıyoruz hasbelkader gitmeden katakulliye
ekrana süs diye çıkan şarlatan, hep fanatik biri!
fesatlık, kötü niyet salgın gibi
eder daha manipüle!
bu bir temsil ya da piyes!
bu uçaksa bu türbülans!
komşumuzdu suriye
şimdi bu gemideki vatandaş mı? (yurttaş mı?)
huzurda değil ölü bile topraktakilerin ahı var
sadece gazeteydi "hürriyet"
sen olabildiğince özgür ol!
[verse 7: asil slang & zen-g] (istanbul)
hepimizi bi' lokmada yutuveriyo'
pis boğazlı istanbul!
en iyi zamanları törpülüyo'
çözülemeyen gizemli esrar bu!
taşı toprağı altın (altın)
eli verdim, kolu kaptı (saldır)
ulaşım, eğitim, yargı (yardım)
şeytan zehrini saldı (saldı)
paranız olmalı, ya da birileriyle aranız olmalı
kodamanlarda numaranız olmalı
aksaray'da bir adamınız olmalı
bizim yatımız katımız bi' de yalımız olmadı
kumbaramız dolmadı da bununla doğmadım
ki metropolde biraz amacın olmalı
yapıcı olmadın, yakıcam ormanı
beton ormanda hayvan olman normal
tutsak göz altların yine morlar
yönetenler çağ dışı dinozorlar
bu ormanda herkese göre rol var
sustukça sıra sana gelecek
aydın beyinleri bekliyor karanlık gelecek
[verse 8: sokrat st] (eğitim)
mezun olucam
cash para, diploma ver bana
para yoksa ter dökmeliyim
eğitimde fırsat eşitliğini fırsata çeviren bi' üniversiteliyim
ben mezun oldum
yarattığınız sistem yüzünden bi' serseriyim
ben mezun oldum
ya kasiyer olayım, ya da sinemada sana yer göstereyim
sokak başı üniversite ama köy okulları çok terste
başa gelenin ideolojisi neyse o anlatılır her derste
zengin, fakir ayrı
torpile ya da parasına göre kayırır
eğitim endüstridir
inşaattan rant sağlamaka aynı!
kiminin kitap alıcak bi' parası yok
öğretmen atanıcak ama "arası" yok!
milletvekili bi' tanıdık mı, wow
beni anlaman da bu mantıkla zor
bari bi' köy okulunun yardımına koş
her tarafı kaos
sen de biraz boğuş
bu gece uyudu zorla çocuk
okula gidecek
yol yap!
[verse 9: ozbi] (sorgulamak)
neden bu gök, bu yıldızlar, bu galaksiler, gezegenler
neden, neyden bu evren?
neyden bu dünya?
neden ben, neden sen, neden biz?
sorgula, hele bi' sor lan bi' "neden ben varım?
nereden geldim ve neden bi' insanım?
nasıl oldum? nasıl olduk? nası' oluyo'?
nası' anlam kattık? nası' doluyo' bu kafa?
neye tapınıyo' hayat kimi kayırıyo'?"
hasat ne doyuruyo' hesap
anlasak, anlatıp her şeyi kavrasak da len
anlamak mı yasak olabilir
ama sadece bi' yanıtı yok bi' sürü cevap var koş git yanıt ara
peşine düş mutlaka kanıt ara
ruhunu demle hep yakıt ara lan
kalbini tut ve de buna tanık ara
hadi nefesini gör ve git sanat ara
sorgula sorgula atomları
ışık hızını düşün ve de git kanat ara sonra
uç uçabildiğin kadar
uçabildiğin kadar
uçabildiğin kadar uç
uçabildiğin kadar uç
bırak kendini
[verse 10: deniz tekin] (kadın hakları)
ben bilmem hiç kendimi korumak zorunda kalmadım
bilmem ben bi' çocuğu düşünmek zorunda olmadım
hiç evlendirilmedim
evde dayak görmedim
kendi evimde kendi odama zorla hapsedilmedim
sözlerinizi kusmadım
yurdumdan edilmedim
nefretinizle yanmadım
yakılarak can vermedim
hiç kardeşim olmadı
hiç abimden korkmadım
okuldan alınmadım
ben hiç öldürülmedim
[verse 11: yeis sensura & sehabe] (kadına şiddet)
kadına el kalkmaz ulan beyinsiz
erkeksin ama insan değilsin
aslında o en iyiye layık
kadına şiddete hayır
ülkede erkek neden en üstte minibüste, evde ya da metrobüste
taciz şiddeti hiç bitmiyo'
kınamakla falan iş bitmiyo'
uh, ah, adam olamadınız bu kalıbının adamı mı para babalarınız?
beşiktaş'ta beş tokat, leş hareketler
cebi dolu ciğerin beş para etmez
yaşadığın kafa ne? insan mısın?
biz utandık ulan! insan mısın?
insan mısın?
bu hale nasıl gelir insan? nasıl?
[bridge: aspova] (dünya)
düşerim derinlere
dünya, dönsün başım gibi
aklımı kaybederek rüya
nefesim, iç sesim
düşerim derinlere
dünya, dönsün başım gibi
aklımı kaybederek rüya
nefesim, iç sesim
düşerim derinlere
[verse 13: defkhan] (gurbet)
kaptı kafamı çarptı duvara
beni koruması gereken tenime bastı cigara
kaldırdı geri bütün derileri kattı dumana
yattım falaka motherfucker bu mu yargı burada
hangi kurala denk? (denk)
cenk için hazırım, karışır her yer
öğretilen bu işte
şiddeti sevmek ve ipleri germek
bak almanya buz gibi morg
bana sor sana diyim
gençlerin çoğunda amfetamin, tilidin ya da weed, kokain ya da speed, crack
sana göre güzel ama bana göre değil
bana göre değil, kafana göre yürü bas mayına geber
ederi kaç? kaç? kaç?
kaç paraya bedel?
yeter artık dönme teker gibi
dost ol yeter bana
geliyorsan dosdoğru gel
[verse 14: şanışer] (hayvan hakları)
bi' kap su ver çok mu zor
vicdanlı ol be lanet
anlamak istemiyo'sun ama bütün bu canlar sana bana emanet
lan bi' düşün:
"soğukta kışta dışarda tek başına yaşıyo'sun
dilini anlayan kimse yok hep tehlike, hep felaket, hep afet"
ademe bir türlü yaranamazlar
vicdana bakar paraya bakmaz
toplayıp ormana atmak çözüm değil
bunlar kurt değil, ormanda kendi başlarına yaşayamazlar
onları sen savun, onlar kendi haklarını arayamazlar
barınaklar dolu
memleket acı
seması kara
sokak hayvanlarına tecavüz etmenin, işkence etmenin cezası para
"büyük ahlaksızlıklar için büyük aptallar lazımdır"
bütün insanlar suçlu değildir ama
bütün hayvanlar masumdur
[nakarat: şanışer]
gel, gül olur hapsolur bu suçlu cümleler!
yenilir hiç olurum fark etmezler!
susmam, susamam!
korkma yanıma gel!
gel, gül olur hapsolur bu suçlu cümleler!
yenilir hiç olurum fark etmezler!
susmam
susamam!
[verse 15: sokrat st] (intihar)
gitme, gitme, gitme, gitme
daha çok şeyi değiştirebiliriz bu hayatta
inat etme
hepimiz pes ettik vaktiyle
şimdi sık yumruğunu
sustur şu suskunluğunu
unutma kafan atınca nasıl da dimdik durduğunu
için dışın nefret
gel
hiçbir şeyi yaşamak kadar sevme
sana bi dünya yaratamam da elini tutarım elbette
varsın herkes terk etsin seni
sen dünyayı terk etme
seni yargılamıyorum
acını tam olarak anlamam mümkün değil biliyorum
kaldıramadığım yükleri bırakıp kendi yolumdan gidiyorum ben
sen de aynaya bak lütfen
"seni seviyorum" de
[verse 16: aga b] (faşizm)
ey! faşizm ne mi?
en amiyane deyimiyle faka basacağız
beynelmilel el birliğiyle
tek bildiğiniz siz
ve de pek çok kazanın asıl sebebi aşırı hırs
bu hırs bi' ebedi his
evde eşine kız
sokakta kriz
fıss, tokakla köpeği
cins ise değil de miks ise tabii
akılsız, ey
kendinden çalan hırsız
polisten tırs, ey
ol ister sistem
hiç çiğ sığ birey
bir neyin ne olduğunu
bi' de bizi bil
biz façası pis de eli temiz bir nesiliz
bu işin selesi siz de
tekeri gidonu biz
ey, e bi tabi biz de biz gibi bir nes'lin peşindeyiz
ey, bu tek emelimiz saygı, tohum
torun, ayna ol
kaygı bol da yol
ey, tam da bu
ya boğul ya doğ
tonla yanlışa, gırla doğru
olsun torun, saygı tohum
[verse 17: mirac] (sokak)
yüzüne bakamam yüzüm düşer o yerlere
ayakları çıplakken gözleri dalar düşlere
başı önünde ama beden çıkıyor sefere
yok mecal dizinde
bak, her bi' günü sürgüne
kaçamıyo' kovalıyo' zalimler
ele güne, ele bakıyor o gözler
kodamanın parasını ateşe ver
ve de koyduğumun egosunu bi' yere ser
sokağa bakanın adını değil
yoksulumun, yetimimin adını ver
zabıtaları seyyara değil
gökdelenlere gönder
[bridge 2: mert şenel]
fırtınadan kopup giden dalların bi' tanesiyim
fazla yol almış ve yıpranmış
içimde neler dönüp durur anlatsam tarifi yok
bazen evsiz bi' çocuğun hikayesiyim
fırtınadan kopup giden dalların bi' tanesiyim
fazla yol almış ve yıpranmış
içimde neler dönüp durur anlatsam tarifi yok
bazen evsiz bi' çocuğun hikayesiyim
[verse 19: kamufle] (trafik)
can pazarı, otobanlar can pazarı
365 günün riskli
bitmiyo' gamsız magandası
öde kan parası
bi' kaza bayrama matem düşürür
yürek dağlar acılar cabası
bir sela çınlar kulaklarında
hiç dinmez yarası
trafik terörüne eşlik eder alkol, şiddet, hız tutkusu
25 yaşında yüz binlik arabaya binen gençlerin yok korkusu
önce emniyet sonra hoşgörü
sabır, selamet gerekiyor insan
ufacık bir hata her şeyi karartır inan yok dönüşü.
youtube izlenme rekorları, sosyal medya paylaşım rekorları kıran rap şarkı.
ağzınıza, yüreğinize sağlık gençler. rapten hiç anlamam ama sözler güzel ve anlamlı.
özellikle kadınlarla ilgili kısmı yürek burkuyor.
turan dursun
26 yıl olmuş katledileli. gazetedeki fotoğrafı hiç gitmez gözümün önünden. bembeyaz saçlarıyla masum yüzüyle yatmakta asfaltta.
evinin önünde başının arkasından vurdu katiller.
karşısına fikirlerle çıkmayı başaramadılar. onun kadar bilgileri yoktu çünkü. kırık dökük, yalan yanlış anlatacakları ile ancak güldürürlerdi hocayı veya kızdırırlardı.
kulleteyn ve
din bu ile tanıdım kendisini ve aydınlığını. daha sonra bütün kitaplarını okudum.
insanlığın uydurma dinini ve safsatalarını değil, gerçekleri anlatıyordu.
ışıklarda uyuyun hocam.
sivas kongresi
atatürk'ün 100 yıl önce sivas kongresi'nde temellerini attığı türkiye cumhuriyeti bugünlere ulaştı.
o gün sivas'ta hocasıyla, öğretmeniyle, doktoruyla, mühendisiyle, çiftçisiyle, esnafıyla, askeriyle bir ulus nasıl mustafa kemal'in arkasında durduysa, bundan böyle de 81 milyon vatan evladı büyük önderi'nin izinden gidecek ve türkiye cumhuriyeti'ni sonsuza taşıyacak.
sivas kongresi'nde alınan kararlar
1. milli sınırları içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz.
2. her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet top yekûn kendisini savunacak ve direnecektir.
3. istanbul hükümeti, harici bir baskı karşısında memleketimizin herhangi bir parçasını terk mecburiyetinde kalırsa, vatanın bağımsızlığını ve bütünlüğünü temin edecek her türlü tedbir ve karar alınmıştır.
4. kuvay-ı milliye’yi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hâkim kılmak temel esastır.
5. manda ve himaye kabul edilemez.
6. milli iradeyi temsil etmek üzere, meclis-i mebusan’ın derhal toplanması mecburidir.
7. aynı gaye ile milli vicdandan doğan cemiyetler, “anadolu ve rumeli müdafaa-i hukuk cemiyeti” adı altında genel bir teşkilat olarak birleştirilmiştir.
8. genel teşkilatı idare ve alınan kararları yürütmek için kongre tarafından temsil heyeti seçilmiştir.
sivas kongresi temsil heyeti'ni, erzurum kongresi’nde seçilmiş olanlar, heyet-i temsiliye tarafından seçilmiş olanlar ve sivas kongresi’nde seçilenler oluşturuyordu. temsil heyeti 16 kişiden oluşmaktaydı. oluşturulan yeni temsil heyeti'nin başına mustafa kemal getirildi.
sivas kongresinin önemi
1.kongreler dönemi kapandı
2.misak-ı milli esasları belirlendi
3.heyet-i temsiliye bütün vatanı temsil eder hale geldi
4.milli birlik ve beraberlik büyük oranda sağlandı
5.ulusal örgütlenme tüm vatanı kapsadı
6.gücünü halktan alan yeni bir otorite ortaya çıktı
7.mustafa kemal lider olarak benimsendi
8.erzurum kongresi kararları ulusallaştı
9.mondros mütarekesi reddedildi
10.sivas kongresi milleti temsil eden tek kurul oldu
11.tam bağımsızlık ve milli egemenlik ilkeleri temel prensip olarak kabul edildi
12.mandacılık kesin olarak reddedildi
13.kuva-yı milliye cepheleri arasında kumanda birliği sağlandı
www.sozcu.com.tr
kakafoni
kulağı tırmalayan ses ve hecelerin birbiri ardına tekrarlanması
yüksek sesle konuşan insan
uzun yıllar istanbul 'da yaşamış, şimdi farklı bir ilde yaşayan arkadaşım ziyarete geldi.
çok sevdiği bir mekan var orada buluşmak istedi. gittik. güzel bir masa bulduk, sohbet edeceğiz ama ne mümkün.
arka masamızda kızlı erkekli bir grup oturuyor, nasıl bir ses tonudur o arkadaş?
delikanlı konuşmuyor kükrüyor, arkadaşları ona seslerini duyurmak için kızlar çığlık kıyamet bağırıyor,erkekler ayrı tondan bağırıyor.
tam bir
kakafoni
karşı karşıya oturarak birbirimizi duyamadık, yan yana oturduk. ancak anlaşabildik.
garsonlar defalarca rica ettiler, kısamadılar arkadaş seslerini. ayıp yahu ayıp!
tanım :sesini kontrol edemeyip, yüksek tondan kullanan insan.