intihal
blog yazarlarının da sıkça muzdarip olduğu durum. çok severek takip ettiğim bir kaç blogger'ın bu nedenle yazmaya son verdiklerini üzülerek gördüm.
özgür arduç
şimdi, suça teşvik etmenin de bir suç olduğunundan bihaber kimi şuursuzlar çıkıp şöyle diyecek, " hapiste bir babayiğit! çıkıp bu caniyi yok etsin" . gerçekleşmesi de muhtemel. belli ki özgür arduç bir psikopat, tamamen kendi doğasını yaşıyor ve bunu rahatça yaşayabilmesi için kanun yapıcılar, kanun uygulayıcılar tüm bu sistem ona bu zemini hazırladı.
2023'e kadar yapılması planlanan cezaevleri ile birlikte son 20 yılda inşa edilen hapisane sayısı 300'ü geçecek. sonrasında bir o kadarına daha ihtiyaç duyulacağını anlamak için sosyolog olmaya gerek yok. sadece son 9 yılda kadın cinayetleri %500 arttı. çocuk istismarı son 12 yılda %500 arttı. hırsızlık suçunun işlendiği ülkeler arasında en üst sıralardayız.
özgür arduç tamamen tesadüfen yaşadığımızın kanıtı. masumları suçlulardan koruyacak bir sistemin olmadığının, sistemin suçlular yaratmaya, suçluların yeni suçlar işlemesine programlı olduğunun kanıtı.
özgür arduç
ceren özdemir' in katili.
özgür arduç 35 yaşında. 2005'te ordu'da küçük bir çocuğu öldürüp 20 yıl hapse mahkum oluyor. 7 yıl kapalı cezaevinde kaldıktan sonra " iyi hal ! " sebebiyle yarı açık cezaevine alınıp buradan firar ederek sayısız suçlarını işlemeye devam ediyor. hırsızlık suçundan tekrar yakalanıyor ve yine iyi halden yararlanıp tekrar açık cezaevine geçiyor.
" kaldığı açık cezaevinden izinli olarak çıkan katil, bir daha geri dönmemiş. bu süreçte alışveriş merkezinden kıyafetler ve yiyecek çalmış. ceren özdemir'i tanımadığını belirten katil , onu 'kolayca öldürebileceği' zayıf bir kurban olduğu için seçmiş.cinayet günü ceren özdemir'i yaklaşık 4 kilometre takip ettiğini anlatan zanlı, cinayet için önce silah almak istemiş. bunu temin edemeyince zıpkın almaya çalışmış. sonunda bir bıçakta karar kılmış. ceren özdemir'i seçme sebebini ise 'benden güçsüzdü' diye açıklıyor. özgür arduç'un, daha önce de birilerini öldürmek için planlar yaptığını, özellikle güçsüz olan kadınları seçtiğini, bazı kadınları takip ettiğini belirtip şunları anlattı: birçok bayanı öldürmek için takip ettim. ancak çevrede başka insanların olması nedeniyle olayı gerçekleştiremedim. bu amaçla bir dükkanın önünden geçerken bıçağı çaldım. " ( kaynak: internethaber )
cinayetin ertesi günü kendi deyimiyle " yeni avlar " aramaya başlıyor. bir kaç hırsızlık yapıyor . bir kadının tacize uğradığı ihbarı üzerine verilen eşgalle çevrede armaya yapılıyor ve yakalanıyor. polis aracına bindirildiğinde üzerinde hala bir bıçak var ve kelepçesiz.
" -polislerden birinin yanında arka koltukta oturdum. bu sırada polisin boğazına sokmak için bıçağı cebimden çıkardım. polis bu sırada bana döndü. tam bu anda bıçağı göğsüne sapladım. bıçakla ikinci kez hamle yapacağım sırada polis engel oldu. aracı kullanan polis durdu ve bana müdahale etti. bu sırada onu da parmağından yaraladım. yaptıklarımdan pişman değilim." ( kaynak: internethaber )
bir korku filmi senaryosu gibi değil mi? , gerçek olamayacak kadar mantıksız gelmiyor mu ilk anda? ama aslında tüm bunların ardından iç işleri bakanın yaptığı açıklamayı okuduğunuzda taşlar bir bir yerine oturacaktır.
" “söyledikleri var, söyledikleri ne kadar doğrudur, neyi yansıtıyor? elbette ki soruşturma çerçevesinde ortaya çıkacak bir durumdur. şu andan itibaren hem savcılık, kolluk kuvvetleri gerekli araştırmaları yaparak bunun nedeninin tam ne olduğunu ortaya koyacaklar. daha önce bir tanışıklıkları olmadığı, böyle bir süreç içerisinde bulunmadıkları aşikar. bunu farklı yöne evirebilecek bir bilgimiz de söz konusu değil. şu ana kadar yapılan tespitlerde tanışıklıkları söz konusu değil. farklı bir durum söz konusu. inşallah bu durumu tamamen tespit edip, bu cinayetin neden ve niçin gerçekleştirildiği hususunu açıklayabiliriz.
arkadaşlar yılbaşından bugüne kadar onlarca huzur operasyonu yaptık ve binlerce firariyi yakaladık ve devam ediyoruz. bunların bir kısmı bunun gibi cezaevi firarisi, bir kısmı hüküm verilip kanun kaçağı durumunda olanlar var. elbette ki bu kişi de sizin de bahsettiğiniz süreç içinde gerek başsavcılık çerçevesinde kanun kaçağı olduğu duyurularla her tarafa ifade ediliyor ve ekiplerimiz arıyor.
ama böyle bir meseleyle karşı karşıya kalınacağını ve her firarinin bir cinayet işleyebileceğine yönelik bir bilgimiz söz konusu değil. bizim görevimiz bütün firarileri yakalamak ve adalete teslim etmektir. hepimizin görevi bu. elbette ki bu tip eleştiriler muhakkak olacaktır. bütün bu eleştiriler bu kızımızın geri dönmesini sağlamayacaktır. ve hakikaten evinde hiç tanımadığı bir insanı katledecek bir caniyle karşı karşıyayız. açık cezaevinden firar etmiş ve bunu bir cinayete döndürmüş bir caniyle karşı karşıyayız.”
dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu
son yıllarda bir sınıf dolusu çocuğun neredeyse yarısına konulan teşhis. hem de bu teşhisi direkt öğretmenler koymaya başladı. " çocuğunuz hiperaktif, bir doktora götürün. çocuğunuzda dikkat eksikliği var özel eğitim sınıfı düşünür müsünüz " ardından pedagoglara taşınıp duran çocuklar ve " sen hangi ilacı veriyorsun, benim kullandığım şu ama iyi gelmedi " vb anne konuşmaları.
cidden akıl alır gibi değil.
sanal gerçeklik
distopik filmlerde sıkça karşılaştığımız bıdı.
sanal gerçeklik filmlerde izlediğimiz halini alınca insan zihni bununla nasıl başa çıkacak biz öğrenemeyeceğiz muhtemelen fakat kitleleri yönlendirme ve uyuşturma aracı olarak kullanılacağını öngörebiliriz sanırım.
kendine acımaktan vazgeçmek
söz konusu " ben şimdi ne yapacağım? bununla nasıl başa çıkarım? çok güçsüzüm, çok mutsuzum " tarzında acınmalar ise , ancak yaşayıp tecrübe kazandıkça başa çıkılabilecek, ve eninde sonunda vazgeçilecek durumdur.
lakin bazen ne kadar tecrübe kazanmış olursan ol geçmişi geçmişte bırakmayı imkansız kılan bazı durumlar vardır. geçmiş geçmişte kalmıştır artık ama geçmişteki kendinden kopamazsın. sanki o bir başkasıdır artık. sana her zaman ihtiyaç duyacak biri. sanki çocuğundur senin, kardeşin, dostundur ve o hala orada aynı kederle, aynı çaresizlikle kıvranıp duruyordur. 5 yaşındadır, 8 yaşındadır, 12 yaşındadır, 17 yaşındadır ve her yaşında yaşının taşıyabileceğinden fazla sorunu vardır. ona acımaktan nasıl vazgeçebilirsin ? belki affederek, acınası zamanlar geçirmiş olmana neden olanları affederek. ki onları affetmek için de çok fazla neden vardır, oldukları kişi olmalarına neden olan travmaları vardır onların da. ama affetmeye çabaladığın anda karşına bir sen daha dikilir, gözünün içine baka baka sorar, " kaçı hak ediyor affedilmeyi? " hangisi kabul ediyor verdiği zararı ? ", " ne kadar değiştiler o günlerden bu güne " . ve anlarsın eğer effedersen bundan tek karlı çıkan onlar olur çünkü sen yine unutmazsın. parçalanmışsan bir kere, her parçanı kabul etmek, korumak, hatırlamak, ona üzülmeye devam etmek ve sebep oldukları tüm kafa karışıklığı ve karmaşık duygularıyla başa çıkmak zorundasındır. ama bu hep sınırda olmak demektir aynı zamanda. iyiliğin ve kötülüğün sınırında. o yüzden yapabilen evet affetsin ve unutsun ama yapamayan da çok dikkat etsin, affedemediklerine benzememek için.
ceren özdemir
kısacık hayatında daha önce yüzünü bile görmediği, tanımadığı, hiç bir husumetinin de olmadığı bir cani tarafından bıçaklanarak öldürülen gencecik bir kadın daha.
katili 12 ayrı suçtan sabıkalı, 14 yıl önce yine ordu'da bir çocuğun katili ve 13 yıl firari yaşadıktan sonra basit hırsızlık suçundan yakalanıp ceza evine konuyor. ceza evinden firar ediyor ve ceren'in canına kıyıyor.
suçu sabit olmayan onca insan yıllarca ve yıllarca tutuklu kalırken, suçlular ya serbest ya firari ya göz açıp kapayıncaya kadar dışarıda.
morkadın
kadınsözlüğünün hoşgelmiş yeni yazarlarından.
komple ağda başlığına girdiği betimle hem güldürmüş hem de çok iyi bir gözlemci olduğunu düşündürmüş yazar.
toplum olarak henüz hazır olmadığımız şeyler
kadınlara çekici gelen erkek meslekleri
kadınları savunmak için erkeklere saldırmak
gerçekçi olması açısından örneklenmesi gerektiğini düşündüğüm durum. saldırıdan kasıt bir yazım yada telaffuzda genelleme yapmaksa " erkekler şöyle, erkekler böyle " gibi, bu bir hatadır. saldırı değil. bıkkınlıktan, birikimlerden, çaresizlikten doğan bir hata belki.
kadın hakları savunucuları vahim bir olay neticesinde bir araya gelip yeter artık diye seslerini yükselttiklerinde, bu cinayetlerin son bulması için çağrıda bulunuyorlar. herkesin malumu olanı yeniden ve yeniden yüksek sesle dillendiriyorlar. bu ve benzer şeyler işte. bunlar haklı talepler mi yoksa saldırı mı. kim gördü kadın haklarını savunanların bir araya gelerek veya bireysel olarak erkeklere saldırıda bulunduğunu. saldırı olarak algılamak için zanlı olmak gerekir herhalde. kaldı ki kadın hakları savunuculuğu yapan sadece kadınlar değil, kadın erkek insan olanlar.
iyi erkekler. " ben iyi bir erkeğim" diyen erkekler. şu söylemlerden vazgeçin artık.
- ya kadınlar da çok abartıyor.
- çok bağırıp çağırıyor. haklıyken haksız durumuna düşüyor.
- her şeyi de taciz olarak algılıyor.
- erkekleri baskılamak istiyor.
- eşitliğin de bir sınırı var.
- kadın da kadınlığını bilsin azıcık.
- erkekleri de tahrik ediyor bu kadar üste çıkmaya çalışınca
vs. vs çoğaltılabilir. kadınların mücadelesini itibarsızlaştırmaya çalışmaktan başka bir şey değil bu söylemler. bakın bu öyle böyle can sıkıntısından, heyecan arayışından falan yapılan işler değil. bunlar mücadale, çırpınma, paralanma. anlıyor musunuz. duvara karşı üstelik. o duvarı yıkmak için.
empati kurun. ama öyle empati kurduğunuzu sanarak değil. hakikaten, konsantre olun. kendinizi sürekli aile içi şiddete maruz kalan bir kadın yerine koyun. çorba sıcak gelse dayak yiyen, soğuk gelse dayak yiyen. sürekli hakarete uğrayan, üstelik çocuklarının yanında, kimi zaman çocuklarıyla birlikte. bütün çocukluğunu ve gençliğini babasının, abisinin yedi sülalesinde ki tüm erkeklerin tahakkümü altında korkuyla sürekli gözetlenerek geçiren genç bir kadın olduğunuzu düşünün. sistematik tecavüzlere maruz kaldığınızı düşünün üstelik çocuk yaşlarınızdan itibaren. eski sevgiliniz, kocanız, nişanlınız tarafından izlendiğinizi, tehdit edildiğinizi ve sonunda da saldırıya uğradığınızı düşünün. hiç tanımadığınız insanlar tarafından tecavüze uğradığınızı ve mahkeme salonunda onların değil sizin hayatınızın didik didik sorulduğunu, siz de buna imkan verecek bir hal arandığını düşünün. ölmediniz daha hayattasınız. bir de feci şekilde canınız alındıktan ardınızdan hesabınızı soracak hiç kimse olmadığını düşünün. normal bir günde evinizden çıkıp işinize giderken uğradığınız sözlü şiddeti, tacizleri saymayın bile.
kadın olmak bu toplumda cehennemde yaşamak gibi bir şey. sadece bazıları farkında değil. anneniz de kız kardeşiniz de eşiniz de yaşıyor bunları ve onların daha kötüsünü yaşamayacağını hiç kimse garanti edemez size bu şartlarda.
o yüzden bin tane şey var eleştirilecek, yakınılacak. bırakın kadınların yakasını.
edit: ekleme
kvk servis rezaleti
gayet de rezalet. puanlamak gerekirse 10 üzerinden 10. servise teslimde cihazda ilk inceleme yapılır ve ona göre bilgi verilir. onarım sırasında farklı bir sorun görülürse servis tekrar arar ve diğer sorunları ve ekstra çıkacak ücretleri bildirir ve onarıma devam edip etmemeleri hususunda onay alır, onaylanırsa onarım sonrası cihazı çalışır halde teslim eder. onarılamaz haldeyse ekranı değiştirmenin bir manası da yoktur.
gelin makyajı
muhtemelen youtube makyaj videolarının yardımıyla şükür ki çağ atlamış makyajdır. bir on yıl kadar önce bembeyaz bir surat, kireç gibi göz altları, pesmembe yanaklarla makyaj mağduru gelinler çoktu.
kafe açmak isteyenlere tavsiyeler
bu işin can alıcı noktası yer seçimidir. daha doğrusu muhit. kafenin açılacağı muhitte hem insan sirkülasyonu olmalı hem de oturup kalkmasını bilen düzgün insanların dolaştığı bir bölge olmalı.
ikinci olarak konsept önemli. aynı yerde bulunabilecek diğer kafe ve benzeri işletmelerden farklı bir şeyler sunabilmeli.
sonra kafe personeli de çok önemli. özellikle bir yerin müdavimleri olacak insanlar için personelin servisi ve yaklaşımı çok çok önemlidir.
ve tabi menü seçimi, sunumu ve fiyatları da dikkat edilmesi gereken önemli şeylerden biri.
erken boşalma
erkeklerde görülen, cinsel fonksiyon bozukluğu olarak tanımlanan durum. görülme sıklığı dünya genelinde %50 civarında iken türk erkeklerinde %20 oranındaymış. tabi istatiksel veri çıkarmak için kaynak olması gerekiyor. türk erkeklerinin erken boşalma sorunları olduğunu kabul edip tedavi için başvurmaları ve böylece kayıtlara geçmesi pek olağan bir durum olmayacağından o %20 lik oran ne kadar doğru bilinemez. üstelik cinsel birleşmeden 1 dakika sonra boşalma gerçekleştiğinde bunun erken boşalma sorunu olarak tanımlandığı düşünülürse durum daha net anlaşılabilir sanırım.
erkekler için cinsel performans sorunları bir tabu, bırakın partneri veya bir hemcinsi ile konuşmayı bir doktorla bile görüşmekten çekinirler konuyu. ayrıca nasılsa türk kadınları da çoğunlukla partnerinin bu durumdan muzdarip olduğunun farkında bile değildir. tersine kendisinin uyum sağlayamadığını düşünüyordur. yani körler sağırlar birbirini ağırlar durumu biraz.
gelin buketi
son yıllarda biri bekar arkadaşlarına atmak, diğeri düğün günü anısına saklanmak üzere iki adet yaptırılan buket.
kedinin insanı olmak
kedinin tedrisatından geçtikten sonra varılan hal.
insan bir köpek sahiplenince düşündüğü ilk şeylerden biri ona çeşitli eğitimler vermek olur. kedi bir insanı sahiplendiğinde ise böyle şeylere hiç kafasını takmaz, çünkü çok sağlam bir karakteri vardır ve insanının bu halinden bir şeyler öğrenmekten kaçınamayacağını bilir.
oyuncu
performans oyunculuğu anlamında değil ama bildiğiniz bıkmadan usanmadan oyun oynamak isteyen bir oyuncu yaratık olması hasebiyle kedi hayvanıdır.
her şeyi merak eder, sinsice yaklaşır, tırmalar, patiler, koklar ve yiyecek olmadığına karar verirse oyuncak olarak sınıflandırır.
murphy kanunları
her zaman zamanında gelen ödemen, senin o gün birine ödeme yapman gerekiyorsa gelmez.
öküz
eski usul tarımın temel taşlarından biri olan hayvan. tarla sürme, harmanda düvenle buğday ayırma ve kim bilir daha ne işlere koşulmuştur. öküzü boğadan ayıran iğdiş edilmiş olmasıdır. böylece zapt edilmesi kolay sakin ve itaatkar olur. yani güçlü, sakin, itaatkar, çalışkan bu canlıyı kaba saba, düşüncesiz ve bencil erkeklere örnek vermek bu haliyle mantıksız. zaten genel olarak bir insanı - sırtlan da dahil - aşağılamak için onu bir hayvana benzetmek bu iki canlı arasında hayvana hakaret olur diye düşünürüm hep.